CRISPR’IN İŞLEYİŞİ VE GELECEĞİ

CRISPR, düzenli aralıklara bölünmüş kümelerden oluşur ve bakterilerin, virüslerden kaynaklanan saldırılara karşı kendilerini korumak için kullandıkları bir savunma sistemi olarak görülmektedir. CRISPR teknolojisi insanlığın geleceği için önemli olsa da bazı ülkeler bu teknolojiye karşı çıkmıştır.

CRISPR, 1980’lerden beri bilinmektedir. Ancak 2005 yılında CRISPR genleri üzerine çalışan üç farklı grubun keşifleriyle, CRISPR’in canlıların savunma mekanizmasındaki rolü kanıtlanmıştır. CRISPR kümelerinde bulunan aralık genlerinin, canlıyı enfekte eden bazı virüslerle aynı dizilime sahip olduğu gösterilmiştir. Bir virüs DNA’sı ile aynı dizilime sahip olan aralık geni, o virüse karşı direnç oluşmasının bir göstergesidir.

2012 yılında Jennifer Doudna ve ekibi, bir canlının DNA’sını kesip düzenleyebilecek bir yöntem geliştirdi. Üreme hücrelerinin düzenlenmesinde CRISPR teknolojisinin kullanılması fikri, bazı etik tartışmalara yol açmaktadır. Üreme hücrelerinde yapılacak değişikliklerin nesilden nesle aktarılma ihtimali, ciddi bir etik sorun olarak değerlendirilmektedir.

CRISPR teknolojisi, önemi dikkate alınması gereken etkili bir genom düzenleme yöntemidir. Bilim insanlarının, insan eşey hücre öncüllerini kalıcı olarak değiştirme ihtimali nedeniyle bu konudaki tartışmalar devam etmektedir.

Görüldüğü gibi, CRISPR teknolojisi hem büyük bir potansiyele sahip hem de ciddi etik sorunlar barındıran değerli bir teknolojidir.

(Visited 2 times, 1 visits today)