Google’da bu teknolojiyi araştırdım. “CRISPR-Cas9, bir genom düzenleme aracı. Yani araştırmacıların DNA üzerinde ekleme, çıkarma yapmalarına ya da DNA dizilimini değiştirmelerine olanak tanıyan özgün bir teknolojidir.” tanımı ile açıklanmıştır.
2020 yılında Nobel Ödülü alan bu yöntemin keşfi çok önemli olmakla birlikte, endişe verici yönleri de bulunmaktadır. Aslında keşif, 1953 yılında DNA’nın bulunmasına dayanmaktadır. DNA’mızda bulunan gen dizilimlerine göre sahip olduğumuz fiziksel özellikler, hastalıklar ve zekâmız belirlenir. DNA, tüm canlılarda bulunur. CRISPR yöntemi ile de hemen her canlıda genetik kod düzenlenebilir.
Örneğin, hemofili ve renk körlüğü gibi hastalıkları iyileştirmede bu yöntem sıçanlar üzerinde denenmiş ve tedavi edilebileceği ortaya çıkmıştır.
İnsan nüfusunun hızla artması, dünyada kaynak sıkıntısına yol açarken birçok genetik hastalığın bu yolla tedavi edilebilmesi hatta DNA’da değişiklikler yaparak besin sıkıntısına çözüm bulunabilmesi bir umut olarak görülmektedir. Hem sorunun çözümü hem de biraz da olsa sorunun kaynağı gibi düşünülebilir.
CRISPR yöntemi şu an sadece vücut hücrelerindeki değişimler ve tedaviler için kullanılıyor ve bu yüzden değişimler gelecek nesillere aktarılamıyor. Ancak üreme hücrelerinde kullanılmaya başlanmasıyla, bu değişimler gelecek nesillere aktarılabilecek. Bu teknoloji ile ilgili yasal düzenlemeler devam ededursun, çok yeni bir hayat bizleri bekliyor.