ÇÖZÜLEMEYEN BİLMECE
Batıl inançlar yüzyıllardan beri olan , mantıksal bir temele dayanmayan inanç ve davranışlara denir. Gerçek bir sonucu olmayan, tepkisi kanıtlanamayan davranışlarda bulunmak, sözler söylemek, veya inançlara inanmaktır. Küçükken hepimizin kara kedi görünce saçını topladığı bir gerçektir. Bu inançların gerçek olduğunu kanıtlamaya çalışan birçok insan var. Fakat bazıları ise inanmamayı tercih ediyor. Bazı batıl inançlar olumlu bazıları ise olumsuzdur. Kimisinin ardında iyi sonuçlar varken kimisinin pek iyi sonuçları olmayabiliyor. Tabi bunlara inanmakla ne kadar doğru ediyoruz orası muamma.
Batıl inançlar 1899-1902 yılları arasında İngilizlerin Güney Afrika’da yaşayan Afrikanerler ile yaptığı Güney Afrika Savaşı’ndan kaynaklandığı söylenmektedir. Bazı batıl inançlar bizi gerçek dünyadan koparırken bazıları ise bize güç ve motive verir veya bazen bizi koruduğunu düşünürüz. İnsanların yüzde 24’ü nazardan korunmak için tahtaya vuruyor, yüzde 13’ü kara kedinin önünden geçmesinin uğursuzluk olduğunu düşünüyor, yüzde 12’si merdivenin altından geçmenin uğursuzluk getirdiğine inanıyor, yüzde 11’i ayna kırılmasının kötü şans olduğunu düşünüyor, yüzde 9’u da 13 sayısının uğursuzluğuna inanıyor. Peki hiç neden batıl inançlarımızın olduğunu düşündünüz mü? Bir grup üniversite araştırmacısı batıl inançların sadece bireylerin zihinsel eksiklikleriyle ilgili bir şey olmadığını söylüyor. Bu nedenle insanların birçoğu fark farklı batıl inançlara inanıyor. Fakat batıl inançlara inanan her insanın akıl sağlığından şüphe etmek haksızlık olurdu. Daniel Kahneman isimli bir adam aynı zamanda Nobel ödülüne sahip Amerikalı bir psikolog ve batıl inançlara inanmanın tembelliğe dayandığını şu şekilde dile getiriyor: “ Olasılıklarla ilgili zorlayıcı düşüncelerdense batıl inançlara inanmak daha kolay.” Bazı insanlar batıl inançlara keyif için inanıyor, bazıları inanmak, bir şeyleri kontrol edebildiğinizi sanmanın en kolay yolu olduğunu düşüncesinde ve bir yerden bakınca batıl inançların doğruluğunu kimse savunamaz.
Herkes illaki düşünmüştür, batıl inançlar tehlikeli mi, ne kadar güvenli? İlk bakışta batıl inançlar tehlikesiz, masum görünebilir. Hepimizin dile getirdiği “Kaybedecek bir şeyim yok ki” cümlesi, doğru olduğu kadar yanlış bir ifadeyi de barındırıyor. Örneğin, eğer mucizelere inanıyorsanız, bu sizi pasif bir insana dönüştürebilir, hedefleriniz için çaba harcamaktan alıkoyabilir. Mesela büyük bir hayali olan birisi mucizelere veya herhangi çeşit inançlara inanıyorsa “Evren yapar, benim bir şey yapmama gerek yok.” gibisinden düşüncülere kapılır ve sizi hedefleriniz için çaba sarf etmekten alıkoyar. Aynı şekilde nazardan korunmak için tahtaya vurulması pek te güvenilir bir şey mi bilemeyiz, tartışılır. İnsanların garibine giden bazı inançlar var. Örnek olarak insanlar gece tırnak kesmenin şeytanı çağırdığını, Ayın çıktığını görünce değerli bir maden veya taşa bakılırsa refah ve zenginlik getirdiğini veya zeytin dalının evlere asılırsa barışı, berraklığı, temizliği simgelediğine inanan sayısız insan var.
Bu bahsedilen inançlar gerçekten var mı yoksa sadece yaşanmışlıklar üzerine kurulan basit bir söylenti mi bilemeyiz. Herkes bu inançlara inanmasa bile söylentilerden dolayı akıllarına birkaç soru gelmiştir diyebiliriz. Benden örnek verebiliriz mesela, kimi inançlara inanırken kimisine inanmamayı fakat karşıma çıkınca şüpheye düştüğüm oluyor. Bazı batıl inançlar her ne kadar zararsız gibi görünse de siz siz olun, rasyonel düşünceden uzaklaşmayın.