Coşku ve Heyecan Verici Gün

Sabah uyandım; perdeleri açtım, yatağımı topladım. Bunları yaparken içimde neden olduğunu anlayamadığım tatlı bir heyecan vardı. Kalbimin atışları hızlanmıştı ve vücudum enerjiyle dolup taşıyordu adeta. Tüm bu hissettiklerimin nedenini ararken gözüme kapının yanındaki takvim ilişti. Evet; sonunda anlamıştım, onuncu ayın 29’u… 29 Ekim 2023. Cumhuriyetimiz bir asrı devirmişti.

Kalbime sirayet eden bu heyecanın sebebini bulmak benim için bir hayli mutluluk vericiydi, hele de bu asırlık heyecanın. Sahi, cumhuriyet benim için ne ifade ediyordu da bir asrı devirişi beni bu kadar heyecanlandırmıştı?

En önemlisi Türk halkı kula kulluk etmeyeli yüz yıl geçmişti. Tarih boyunca özgürlüklerinden hiçbir zaman ödün vermemiş olan Türk milleti bir kez daha özgürlüklerini söke söke, tırnaklarıyla kazıya kazıya kazanmıştı. Artık halk boynunun vurulmasından endişe etmiyordu; hiç kimse kendini rejimin baskısı altında hissetmiyor, herkes özgürce düşünebiliyordu. Kısacası halkın egemenliği 100. yaş gününü kutluyordu, toplum “fikri hür, vicdanı hür” bireylerden oluşuyordu.

Çocuklar yüz yıldır hiçbir ideolojinin etkisinde kalmadan okula gidiyor, eğitim – öğretim faaliyetlerini gerçekleştiriyordu. Özgürce hayaller kuruyor; okuyor, yazıyor, öğreniyorlardı. Kız çocukları da okuyor ve iş sahibi oluyordu. Eskisi gibi genç yaşta, hayatlarının baharında, evlenmeye zorlanmıyor ve çocukluklarını, gençliklerini yaşıyorlardı.

Herkes yasalar önünde eşitti yüz yıldır. Yaşlılar, gençler, kadınlar, erkekler… Toplum ataerkillikten uzak bir haldeydi. Kadınların hakları erkeklerle eşitlenmişti; kadınlar eşleri ne derse onu yapar halde olmaktan çıkmış, hür bireyler haline gelmişlerdi. Bunun yanında herkes istediği gibi yaşayabiliyor, kendi olabiliyordu. Kimse kimseye söz söyleme hakkına sahip değildi.

1923’ten beri Türk halkı kendi başkanını kendisi seçiyordu. Babadan oğula geçen saltanat yoktu, herkese seçme ve seçilme hakkı bahşedilmişti. Yargı ve anayasanın bağımsızlığı esastı artık. Herkes kanunlara göre yargılanıyor ve kanunlara göre adil muamele görüyordu.

Aslında 100 yıldır hiç kimseye ayrımcılık yapılmaksızın herkes “insan” olarak görülüyor ve ırk, din, dil, mezhep gözetilmeksizin herkese insan olduğu için değer veriliyordu.

Sonuç olarak bütün bunları gözden geçirdiğimde coşku ve heyecana kapılmakta kendime hak verdim, hatta bu heyecanın aslında az bile olduğu kanaatine vardım. Halkımıza armağan edilmiş tüm bu hak, özgürlük ve ilkeler yüce cumhuriyetimiz sayesindeydi ve cumhuriyet bugün 100. yılını kutluyordu. Özetle bugün Türk halkının hak ve özgürlüklerinin 100. yaş günüydü.

Atatürk’ün bize armağan ettiği cumhuriyet kendisinin de dediği gibi Türk istikbalinin evlatlarının omuzlarında yükselecek ve kim bilir daha nice yüz yıllar görecekti. En önemlisi de Türk istikbalinin evlatlarının muhtaç olduğu kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

(Visited 7 times, 1 visits today)