Çok Yaşa !

Soğuk bir kış günü. Her zamanki gibi. Ama farklı olan bir şey vardı o gün Sezer’i anne ve babası evde yalnız bırakmıştı. Sezer daha 17 yaşında bir çocuktu daha doğrusu bir gençti. Bir kedisi vardı. Daha önceden de evde kalmıştı.

Buna rağmen Sezer hiç rahat edememişti. Nedenini O da bilmiyordu. Nasıl olsa o bir gençti neyden korkabilirdi ki. Kendine yemek yapmıştı ve koltuğa oturup rahat rahat televizyon izliyordu. Nasıl olsa evde kimse yoktu. kolasını yudumladı ve kanal değiştirdi. Televizyonda dizi izliyordu ve her insanın olduğu gibi tuvaleti geldi ve tuvalete gitti. Telefonda sosyal medya platformlarında gezerken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı. Saat 1.30 olmuştu. Tam tuvaletten çıkarken bir tıkırdı duydu. Sezer doğal olarak gerilmişti. Bu sesi kedisinin yaptığını düşünerek içindeki gerginliği bir nebze azaltmıştı. Salona geçti ve dizisini kaldığı yerden izlemeye devam etti.

Aniden hapşurdu ve telefonuna bir mesaj geldi. ”Çok Yaşa”. Sezer çok korkmuş ve arkası dışında her yerine bakmıştı. Soğuk bir el omzuna dokundu. Ve ağır bir ses tonuyla ”Sakın arkana dönme” dedi.

(Visited 113 times, 1 visits today)