Son günlerde Covid-19 denilen ve ölüme dahi yol açabilen hızla dünyayı etkisi altına alan bu virüsten ülkemizde tabi ki nasibini almış durumda ölümler ve enfekte olan hasta sayıları git gide artmakta bu hızla yayılabilen virüs sebebiyle gezemediğimiz eğlenemediğimiz hatta sokağa markete bile çıkamadığımız bu günlerde geriye dönüp baktığımda her gün gayet sıradan bir şekilde yaptığımız, hatta bazen yapmak istemediğimiz, günlük rutinlerimizin kıymetini bilemediğimizin ve bunlar için şükretmediğimizin farkına vardım. Fakat asıl sorun bu değildi, asıl sorun biz gülüp eğlenirken rahatça istediğimiz yere gidebilirken çevremizde yaşanan birçok sorundan haberimizin bile olmamasıydı. Dünyada onca savaş, açlık, kıtlık, yeterli olmayan sağlık imkanları gibi sorunları ancak bu haldeyken daha iyi anlamaya başlayabiliyoruz. Eğer bütün bu olayların öncesinde bütün insanlığa seslenebilecek olsaydım onlara:
“Sahip olduklarınızın kıymetini bilin “ derdim. Özellikle sağlıklı insanlara, sağlığın kıymetinin bu denli anlaşıldığı günlerden önce seslenebilmek isterdim. Sağlığınızın kıymetini kötü günler geldiğinde değil her zaman bilin farkında olun derdim . Çünkü her şey, her an ellerimizden biz farkında olmadan kayıp gidebilir. Belli mi olur siz sağlığınızın kıymetini bilin de. Belki bir gün gelir bir virüs yayılır güneşe, dışarıya çıkmaya , koşup oynamaya,arkadaşlarımızla gülmeye eğlenmeye parklardaki çocukların sesine hasret kalır acaba virüs bulaşır mı korkusuna markete bile gidememeye , Her gün televizyonlarda o gün içerisinde virüs bulaşan binlerce kişiyi izlemeye alışırız derdim.
“Sahip olduklarınızın kıymetini bilin “ demek isterdim iş yeri sahiplerine belki bir gün gelir bir hastalık ortaya çıkar bu hastalık ekonomik açıdan dünyayı kasıp kavurur. İnsanlar günlerce evlerinden dışarı çıkamaz , kötü durumdaki insanlar için yardım kampanyaları hazırlanır . Her an olabilecek bir şey için her zaman önceden hazırlıklı olmalarını sadece o günü değil gelecek “ o günleri “ de düşünmelerini söylerdim.
“Sahip olduklarınızın kıymetini bilin” demek isterdim içinde en ufak bir sevgi kırıntısı taşıyan her insana . Belki bir gün gelir sevdiklerimizin yüzünü bile göremez, arkadaşlarımızla gülüp dertleşemez, büyüklerimizin elini öpemez , küçüklerimize sarılamaz bir duruma geliriz . Bayramlarımız renksiz , özel günlerimiz eğlencesiz geçer . Zamanları varken özellikle sevgiyi doya doya yaşamalarını söylerdim.
“Sahip olduklarınızın kıymetini bilin” demek isterdim umudundan bir an olsun vazgeçmeyen, onunla yaşama sevinci duyan her insana çünkü sahip oldukları bu duygu her ne kadar kötü bir durumda olursak olalım yaşadıklarımızdan güç alarak aydınlık bir geleceğe bakmamızı sağlayan yegane güçtür.