Türk toplumunda kadın, yaşamın her evresinde, toplumdaki hepimiz için mühim bir yere sahiptir. Pek çok tarihi metinlerde işaret edilmiş olduğu gibi Türk kadını devlet yönetiminde söz sahibidir.
Eski Türklerde kadın ve erkek arasında tam bir eşitlik söz konusudur. Tarihi süreç içinde zaman zaman muhtelif nedenlerle bu statüde birtakım geriye gidişler olmuşsa da, Anadolu kadını toplumdaki statüsünü yüzyıllarca korumaya devam etmiştir. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde İslamiyet’in aşırı gelenekçi ve yanlış yorumlanmasından meydana gelen birtakım uygulamalara rağmen Türk kadını aktiftir. Buna rağmen günümüzde
hala ülkemizde kadınlar birçok iş ve eğitim hakkını cinsiyetçilik yüzünden
kaybederken tek söylenildikleri söz “Coğrafya kaderdir. “oluyor.
Ülkemizde son 10 yıllık sürece bakıldığında kadının eğitim seviyesinde bir artış gözlenmektedir. 1997 yılında yüzde 85,3 olan okuryazarlık oranı, 2006’da yüzde 88,1’e yükselmiştir. Bu oran 1997 yılında kadınlar için %76,9 iken 2006 yılında %80,4 olmuştur. Erkekler için ise 2006 yılı için %96 civarındadır. Okuryazar olmayan kadınların sayısı, erkeklerden fazladır. 1997 yılından bu yana, okuryazar olmayanların oranı kademeli olarak düşmesine rağmen, 2003 ile 2006 yılları arasında toplumsal cinsiyet farkının giderilmesinde bir ilerleme kaydedilememiştir.
Genel ortaöğretime devam eden 1.980.452 öğrencinin%47,2’sini kız çocukları oluşturmaktadır. Genel Ortaöğretime dâhil liselere bakıldığında, Güzel Sanatlar Liselerinde kızların katılımının erkeklerden fazla olması ve Fen Liseleri ve Spor Liselerine erkeklerin katılımının kızlardan yüksek olması bir toplumsal cinsiyet ayrımına işaret etmektedir. İşgücü piyasasına ara eleman yetiştiren mesleki ve teknik liselere devam eden 1.264.870 öğrencinin yüzde 41,1’ini kızlar oluşturmaktadır.
Herkes günlük hayatında en az bir kere coğrafya kaderdir demiştir kimi zaman markette fiyat görünce kimi zaman haberleri açınca kimi zaman ise okuldayken aklımızdan geçer bu cümle. Peki, neden bu sözü söylüyoruz? Çünkü bazen hayattaki birçok lüks yaşadığımız yerin konumu yüzünden kaybediyoruz. Ve belki bir gün dünyanın güzelliklerinden mahrum kalmamak için kader yani coğrafya değiştirilebilir. Ancak bu durum herkes için aynı değil eğitim hakkını yaşadığı yeryüzünden kaybeden kadınlar bir daha yurtdışına çıkma fırsatı bulamayabilirler daha da kötüsü ülke değiştirmenin bir çözüm olacağının farkına olmayacak kadar bile bilgisiz bırakılan kadınlar var. Durumu kabullenenler, karşı çıkmaya güçlerinin yetmeyeceklerinden korkanlar ya da diyecek cesaret bile edemeyecek kadar aşağılananlar ve maalesef hepsinin ortak noktası kadın olmaları. Bazıları o kadar alışmış ki eğitimsizliğe ve kadınların aşağı görülmesine sorgulamıyorlar ve bunun normal olduğunu düşünerek yeni nesle de aktarıyorlar.
Eski Türklerde kadın ve erkek arasında tam bir eşitlik söz konusudur. Buna rağmen günümüzde hala cinsiyetçilik büyük bir problemdir. Günümüz eğitim sistemine bakıldığında ortaöğretimde kadın ve erkek arasında çok bir fark olmasa da yükseköğretim ve çalışma bakımından erkelerin sayısı kadınlara göre oldukça fazladır. Maalesef ki bu durum sadece toplumun geneli coğrafya kaderdir gibi klişe sözlerle ortada bir problem yokmuş gibi davranmayı keserse ve konuşurlarsa çözülür. Kadınlar eğitimden mahrum bırakıldığı süreçte ülke yeteri kadar gelişemez.