Coğrafya Değil Zihinlerimizdeki Zincirler Kaderdir

Coğrafya Değil Zihinlerimizdeki Zincirler Kaderdir

 

Kader kelimesini hayatımızın birçok yerinde kullanıyoruz. Zaten kaderin ne olduğunu basitçe hepimiz biliyoruz. Ben kendi adıma kader inancına sahip olmayan bir insanım.Bence kader bir şeyi tam anlamıyla kabul etmektir.Yani kadınların eğitim hakkının yaşadıkları yere göre değişkenlik göstermesi konusunda “coğrafya kaderdir” dersek bu konuyu tamamen kabul etmiş oluruz.

Şu anda ne anlatmak istediğimi anlamamış olabilirsiniz ve aklınızdan şu düşünceler geçiyor olabilir “Sen ne anlatıyorsun, gözümüzle görüyoruz, istatistiklere bak, bir kadının yaşadığı yer onun aldığı eğitimi etkiler bu değişmez bir gerçektir”.Evet şuan baktığımızda kadınlara sunulan eğitim hakları bölgeden bölgeye değişiyor olabilir (örneğin Antalyada okur yazarlık oranı %1.5 iken Siirt’te %8.7) ama bu demek değildir ki bu bir kaderdir.Bunu en basit örneklere baktığımızda bile görebiliriz zaten.Mesela şu an kadınlara verilen eğitim ve diğer konulardaki haklar açısısından en gelişmiş ülkelerden biri olan İngiltere’nin kadınları 1934 yılında seçme ve seçilme hakkı konusunda  “İngiliz kadınları Türk kadınlarından daha mı değersiz” diyerek protesto etmişler, çünkü o zamanlar İngilterede kadınlara seçme ve seçilme hakkı yokmuş ama Türkiye’de varmış. Ya da kendi ülkemizden örnek verecek olursak (malesef ki kendi ülkemizin içinde bile bu durum bölgeden bölgeye çok değişiyor) şu anda en dar görüşlü illerimizden biri olarak değerlendirebileceğimiz Erzincanda cumhuriyetin yeni ilan edildiği dönemlerde kadınlar o eski zamanda bile hem eğitim hem de diğer konularda şuankinden daha fazla değere ve hakka sahiplermiş.O dönemlerde çekilmiş bir sürü balolara rahatça katılan,binici kıyafetleri giyen kadınların fotoğrafları var.Yani anlatmaya çalıştığım şey şu ki, eğer bu kadar kısa sürede her şey bu kadar değişebiliyosa bunlar, bu nasıl bir kader olabilir.Şundan 50 yıl önce tam ters olan bir duruma nasıl kader diyebilirsiniz.Bunun bir kader olduğuna inanmamız demek bunu kabullenmemiz demek ki bu bana çok korkunç geliyor.

 

kadın hakları

Çünkü bizden beklenen de tam olarak bu.Bizden kadınların eğitim hakları konusunda ya da kadınların başka haklarıyla alakalı konularda coğrafyanın kader olduğuna, bunu değiştiremeyeceğimize inanmamız bekleniyor. Kader gibi değiştirilemeyeceğine inanılan şeyler insanların inançlarını kullanarak dünyayı yönetmenin en kolay yoludur.İçinde yaşadığımız ülkeler hatta dünya insanların temiz inançları sömürülerek yönetilir.Malesef ki şu anda ülkemiz kadına verilen değer ve haklar konusunda en kötülerinden biri olmasa bile en iyilerinden de sayılmaz.Bunu bizim değiştirmemiz gerek.Önce kadınlar olarak biz, sonra herkes ülkemizin kaderini kendimiz yazmalıyız. En çokta eğer kadınların eğitim hakkını savunmayan,biz tek başımıza bir şey değiştiremeyiz diyen birisiyseniz yazık size.Çünkü biz eğer kadınımızı eğitmezsek asla Ata’mızın “Milli kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.” sözünü gerçekleştiremeyiz.Kadınımızı okutmadıkça biz asla muasır bir medeniyet olamayız.Artık sizde susmayın eliniz taşın altına sokun ve kadınlara verilen eğitimin her bölgede aynı ve düzgün olması için elinizden geleni yapın!

(Visited 23 times, 1 visits today)