Otomatik taslak
Otomatik taslak

Çocukluk Anım

Aslına bakarsanız aklıma gelen güzel anılardan en sevdiğim bu. Sizlere en yakın arkadaşım  ile tanışmamı anlatacağım arkadaşlar.

O zamanlar 8 yaşımdaydım.Binaya taşınalı henüz 1 yıl olmuştu.Arkadaşlarım Sefa,Yasin,Mert ve İlker ile çamur topu savaşı yapmak için,suyu ıslatıyorduk.Sonuçta o zamanlar çocuktuk tabi,saçma oyunlar oynuyorduk.Sefa evden su getirme görevini almıştı.Yasin ise toprak için arka bahçede yer aradı.İlker çamur topu yapmayı üstlenmişti.Mert sadece oturdu,o zaman ona çok kızmıştık.Ben ise yorulcağımız için yiyecek içecek getirmiştim.Herkes görevini yaptıktan sonra oyunu oynamaya başladık.Sefa,Yasin,Mert aynı takımda oldular.İlker ile de ben.Neyse işte Sefa aramızda en büyüğümüzde ve çamur topu attığı zaman gelen kişi ayvayı yiyordu.Hızlı attığı kesindi.Bir müddet sonra İlker’in aklına bir fikir geldi.Çardağın yanında ki tahtalar ile bize küçük bir kale yaptı.Artık Sefa’nın çamur toplarının bize gelmesi için kaleden çıkmamız lazımdı ama eğer kaleden çıkmazsak,onlara çamur topu atamazdık.İki kişi olduğumuzdan da bir kişinin çamur topu yapması diğerinin ise kaleyi oluşturan tahtaları tutması lazımdı.İşte o an arkama döndüğümde bizim yaşlarımızda bir çocuk gördüm.Bize katılmak ister mi diye sordum,o da kabul etti.Artık hem çamur topunu yapan birisi hem kaleyi tutan birisi hem de çamur topunu atacak birisi olmuştu.Oyun bittikten sonra hepimizle tanıştı.İsminin Emre olduğunu söyledi.Birlikte yemek yedik,eğlendik,akşam olunca ise evlerimize dağıldık.Aradan 1 ay geçti,Emre ile bayaa ortak yönümüzün hatta huylarımızın bile aynı olduğunu farkettim.Tabii o biraz daha çok yiyordu.Neyse o gün yine toplandık ve birşeyler yapmaya karar verdik.Bizim binamızın karşısında bir tepe vardı ve orası yemyeşildi.Üstelik tam ortasına yakın büyük bir ağaç vardı.Neyse bu sefer yiyecekleri Emre ve ben aldık.Tepeye çıkarken az kalsın düşüyorduk,birbirimize dayanarak çıktık.Tepeye vardığımızda Sefa,İlker ve Emirhan ordaydı,diğerleri gelememiş. Ağacın gölgesine oturduk ve yemekler yemeye,içecekleri içmeye başladık.Aradan iki-üç saat geçmiş,hava kararmış ve soğuk olmuştu.Sefa markete gidip kibrit,kağıt,karton almıştı.Ateşi yaktık etrafında oturduk ve birbirimize korku hikayeleri anlatmaya başladık.Sefa ve Emre ateşin üstünden atlıyarak bizi eğlendiriyorlardı.Bu sefer saat geç olmuştu ve ateşi söndürüp eve gitmek istedik.Sefa en büyüğüm olduğu için ateşi södürmeyi ona bıraktık.Aradan beş-on saniye geçti,Sefa öyle birşey yaptı ki çok şaşırdık.Hepimiz gülmeye başladık falan,bir baktık ateş büyümeye başladı.Neredeyse tüm tepe yanmaya başladı,herkes eve gitti şişelere su doldurdu ve ateşi söndürmeye çalıştı.Tepeye çıkmak zaten zor işte bir de koşarak çıkmak çok tehlikeliydi.Ben koşarken ayağım kaydı ve düşceğimi zannettim ama Emre beni kendine çekti,ne yazık ki daha çocuğuz.Emre’de beni çekecek güç yoktu,tam tersi o da benle birlikte yaklaşık 3 metreden aşağı düştü.Gözlerimi açtığımda itfaiyeler gelmiş ve tepede ki ateşi söndürmeye çalışıyordu.Yanıma baktığımda ise Emre baygın şekilde yatıyordu.Ondan sonra birisi bizi buldu ve ambulans çağırdı,hastaneye gittiğimizde,sadece küçük bir sarsılma geçirdiğimizi söylediler,üstelik çok şanslıymışız birbirimizi siper ettiğimiz için hiçbir yerimiz kırılmamış.O zamandan beri Emre ile kardeşim diyebileceğim kadar yakınız…

(Visited 75 times, 1 visits today)