Çocukların Favorisi : Eğlence Merkezi

 

 

Güneşli bir sabahtı. Bulutun arası güneşle bozuk gibiydi. Hep sohbet ederlerdi. Bu sefer bulut sırtını güneşe dönmüş onun gitmesini bekliyordu. Nedenini anlamamıştım. Belki de rüzgardandı. Güneşli  havada rüzgar olmayacağı söylenmişti bana. Oluyormuş. Kalktım ve  açılış yapmak vesilesiyle üstümü giydim. Elbet bir gün olacaktı o gün bu gündü. Merdivenlerden indim ve beni bekleyen kalabalığa selam verdim ,ne de olsa bir insanlık belirtisiydi. Arkadaşımın verdiği makası aldım . Kalabalıktan gelen ses artmıştı. Arkadaşımın bile dediklerini anlamakta güçlük çekiyordum. Eliyle işaret etti. Kestim.

Olmuştu. Hayalim gerçekleşmişti. Bu eğlence merkezi çoğu çocuk açısından bir mucizeydi. Onlar da biliyordu ne zorluklardan geçerek geldiğimi buraya. Buranın da her işletme gibi daha çok konuğa ve çalışana ihtiyacı vardı. Çalışan kolaydı. Ama konuk… Öncelikle misafirlere ve çalışanlara özel dolaplar olmalıydı. Fazlasını, aksesuarını koyması için. Hepsine bulundukları mevkiye özel tema çerçevesinde giysiler verilmeliydi. Çalışanlarımız işini severek yapmalıydı. Bu kural en çok aşçılar açısından ciddiye alınmalıydı. Çünkü çocuklar yemek yemeyi çok sever. Özellikle efor sarf ettikten sonra karınları acıkacaktır. Aşçı, ona sunduğu seçeneklerden seçileni özenle  yapıp servis edebilmeli.

Dizayna gelecek olursak. Görevli giysisindeki temadan şaşmayı düşünmüyorum. Tek farklı yanı bu durumda mevki geçerli değil. Oyun alanın teması geçerli olmalı. En gelişmiş ve modern oyun araçları olmalıydı. Çocuklar oynarken zamanın nasıl geçip gittiğini anlamamalıydı. Bu çocukların onlara verilen sorumlulukları yerine getirmemesine sebebiyet vermemeliydi. Kendileri gerekli zaman tablosunu oluşturabilecek kabiliyette olmalıydılar. Bu sayede öğrenim gördükleri okuldan geride kalmayacaklardı. Konsoldan ve bilgisayardan istedikleri oyunu oynayabileceklerdi. En hızlı internette oynayacaklardı. Bağlantı zaman aşımı diye bir kavram söz konusu bile olmayacaktı.

Fiziksel olarak oynanan oyunlarda ise rekabeti had safhaya çıkması için ucuna ödül konulacaktı. Yalnız , çocuklar bunun için kendini yiyip bitirmeyecekti. Bir dostluk ortamı oluşacaktı. Çocuklar oyun sonrası aynı masada oturup aynı tabaktan yemek yiyebilmeliydiler. Katılım sayısına göre çocuklar oynamak istediği oyunun bölümüne yönlendirilecekti. Bu bölümler çocukların dünyasını karanlıklaştırmamak açısından mümkün olduğunca bitki ve aydınlık ortamla kaplanacaktı.

Eğlence merkezim her ne kadar kusursuz olmasa da iyi olmalıydı. Burası için elimden geleni yapmalıydım. Elbette açıklarım vardı. Ama bunu personeller ve sizlerin yardımıyla kapatmalıydım. İnsanın hayalinin gerçekleşmesi o kadar güzel bir duygu ki size anlatamam. Hani derler ya ‘’Anlatılmaz yaşanır.’’ diye işte bu da tam öyle bir şey umarım sizler ve çocuklarınız da bu hissi tadabilir.

 

(Visited 90 times, 1 visits today)