Çocuklar

Çocuk ne kadar basit bir kelime gibi duruyor. Biriyle tanışırsın, onu seversin, beraber bir hayat yaşamaya başlarsın, hayatınıza bir küçük karakter katılır. Bom boş bir kağıt gibi. Onu yazmak da büyüklerin elinde. Çünkü çocuk bütün yanlışlarıyla, doğrularıyla dünyaya geliyor. O yanlışların doğru olduğunu öğretmek de anne babanın görevi. Çünkü bu dünya bir süre sonra büyümüş o çocuklara kalacak.Yani aslında iyi bir çocuk yetiştirmek, iyi bir dünya ortamı yaratmak için şart. Bu daha çok genel bir kavram. Ama bunun özel bir boyutu da var. Her insanın ait olduğu bir ülke var. Her insan o ülke için yapabileceği en iyi şeyi yapmalı.

Mustafa Kemal Atatürk “Vatanı korumak, çocukları korumakla başlar.’’ demiştir. İğrenç bir eğitim sistemine konulmuş o çocukları bu ülkeden bıktırarak çocuğu ülkeden kaçırmak bunun tam tersi bir hareket. Sadece kendi egolarını tatmin  etmke için hayatları boyunca bir daha asla hatırlamayacağı şeyleri ezberleten ve eğer buna karşı gelirse hayatını elinden alan bir sistem. İlgi alanı, çalıştığı konu, yeterliliği veya becerisi umurlarında olmayan bir sistem. Bir tanıdığın var mı, paran var mı, güzel misin, güzel giyiniyormusun, evet mi? O zaman gel çalış burada. Peki gerçekten hakeden o diğer kesim napıyor. Gerçekten vatanını koruyabilecek o kesim ise sadece kendini kurtarmya odaklanıyor doğal olarak. Çünkü onların kendi vatanı onu korumuyor aksine işini zorlaştırmak için elinden geleni yapıyor. Ne kadar acı insanın kendini en güvendiği kişiden korumak gereğinde hissetmesi. Bunlar doğrultusun da çocuk yurt dışına gidiyor çok çalışıp. Okuyor, güzel bir eğitim alıyor. Kültürleniyor. Eğer doğru bir ülke seçimi yaptıysa çok güzel bir karakter edinip orada yaşamını sürdürebilir. Tabi bazı gidenler geri de dönüyor, ne kadar güzel. Kurtarmak için, korumak için çabalıyorlar onlara sahip olmayan bu vatanı. Kendi emekleriyle geldikleri yerin de reklamını yapıyor bu vatan sanki kendisi çok bir şey yapmış gibi. Ama çocuk zaten görmüş ve çözmüş oluyor bu düzeni, aldırmıyor. Bir gün önce ilgisini çekmediği alanları yapmadığı için yüzüne bakmayan insanlar geri dönüp iş istediğinde vermek zorunda hissetmiyor kendini. Çünkü bu saygı ona ve emeklerine değil, geldiği yere.

Bu cümle bende ne mi hissetiriyor? Çok içten söylenmiş, geleceğe umutla bakılmış bir söz. İnsanın içine umut veren, her bu cümleyi okuduğunda bu sisteme yenik düşmeyip çalışmaya devam eden bir sürü genç aklıma geliyor. Çünkü belki korunmuyoruz ama korumamız gereken bir vatan var. Keşek herkes bu bilinçte olsa ama suçlayamıyoruz. Çünkü imkan verilmiyor. Bu söz beni üzüyor aynı zaman da geldiğimiz yeri görünce. Ne kadar üzücü. Kendimiz zorla okutmak zorunda olmak ve bunun karşılığını alamamak.

(Visited 37 times, 1 visits today)