“Ulusal yasalarca daha genç bir yaşta reşit sayılma hariç, 18 yaşın altındaki her insan çocuk sayılır”
Son 10 yılda ülkemizdeki çocuk cinsel istismar vakalarında % 125 oranında bir artış gözlenmiştir. Bu oran her 4 saatte bir çocuğun cinsel istismara maruz kaldığını ve ülkemizin çocuk cinsel istismarında 3. sırada yer aldığını göstermektedir. Asıl korkunç gerçek bu oranların sadece bilinen kısım olmasıdır. Uzmanlar, cinsel istismar vakalarının ancak yüzde 15’inin adli mercilere intikal ettiğini söylüyor.
“Cinsel istismara maruz kalan çocukların yaşa göre dağılımları incelendiğinde; %30’unun 2-5, % 40’ının 6-10, % 30’unun 11 – 17 yaş grubunda olduğu görülmektedir.”
Öncelikle istismar vakalarının artışındaki birkaç etmenden bahsetmek istiyorum. İlk olarak bu olayların maalesef genellikle aile içinde yaşanıyor olması. Aile, çocuğun korkup kimseye bahsetmeyeceğini biliyor, çocuk da aynen onların düşündüğü gibi susuyor. Çünkü o daha bir çocuk, ne kendi kararlarını verebilecek ne de ailesini karşısına alabilecek yaşta.
İkinci olarak ebeveyne duyulan güvensizlik. Eğer çocuğun ebeveyniyle arasındaki güven bağı güçlü olur ve çocuk her şeyini anlatabilirse istismar oranındaki artış düşebilir.
Üçüncü olarak ailelerin umursamazlığı ve aile bağındaki kopukluk. Çocuk okuldan eve morali bozuk ve yüzü asık bir şekilde geliyor. Eve geliyor ve direkt odasına gidiyor. Ailesi çocuk eve geldi mi gelmedi mi mutlu mu üzgün mü umursamıyor. Ya o çocuk okuldan eve gelirken şiddete maruz kaldıysa, ya cinsel istismara uğradıysa? Aile sormadığı için çocuk bunları kendi içinde yaşıyor ve olayı saklıyor.
“Dünyada çocuk istismarı %1 ile %10 arasında değişirken, Türkiye’de bu oran %10 ile %53 arasındadır.”
Çocuk istismarı dört farklı şekilde olabilir: fiziksel istismar, cinsel istismar, duygusal istismar ve bilerek zarar verme.
Fiziksel istismar çocuğun fiziksel olarak zarar görmesidir. Genelde ebeveynden zarar gören çocuk, tıbbi yardıma geç başvurulması ve eski yaraların çokluğu ile anlaşılabilir.
Cinsel istismar çocuğun cinsel yollarla istismar edilmesidir. Okuldan kaçma, intihar girişimi ve asosyal davranış bozuklukları en önemli belirtileridir.
Duygusal istismar çocuğun psikolojik olarak sözel yolla istismar edilmesidir. Azarlama, hakaret etme, küçümseme, tehdit etme, suçlama, çocuğa küsme, yokmuş gibi davranma, çocukla alay etme duygusal istismarlardan bazılarıdır. İstismar tiplerinden biri tek başına olabileceği gibi, birden fazlası aynı çocukta var olabilir. Özellikle duygusal istismar hemen hemen her zaman diğer istismar tipleriyle beraber görülür.
Bilerek zarar verme anne ya da babanın çocuğa bilerek isteyerek zarar vermesidir. Bu davranıştan sonra genellikle tıbbi yardım alırlar.
“Cinsel istismarın en güçlü göstergelerinden biri, çocuğun ifadesidir. Çocuk cinsel istismara uğradığını söylüyorsa, bunu ciddiye alın. Çocuğun iyiliği ve onu korumak için kuşkularınızı bir kenara bırakın.”
Peki çocuk istismarını nasıl önleyebiliriz? Öncelikle eğitim şarttır. Eğitim almamış, cahil kesimlerde çocuk istismarı olayları daha çok görülmektedir. Ayrıca çocuk istismarının cezası ağırlaştırılmalı, çocuklara sessiz kalmamaları öğretilmelidir.
“Çocuk istismarı ve ihmali konusunda ihbar edilen ailelere, bildirimde bulunanların adları açıklanmaz.”
www.onedio.com
tr.wikipedia.org