ÇOCUK İŞÇİ NE YAŞAR NE YAŞAMAZ?

Çok kısa ve öz bir ifade ile “Çocuk işçiliği bir hak ihlalidir”. Çünkü çocuk işçi, yasalar veya gelenekler açısından belirlenmiş bir yaşın altında olan ve çalıştırılan çocuklar demektir. Birer işçi olarak çalıştırılan çocuklar, çocukluklarını yaşayamadıkları gibi fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından zarar görürler.

Düşünsenize, bizler en iyi şartlarda eğitim görürken onlar birer yetişkin gibi çakışmakta hatta kendilerini geliştiremeyecekleri vasıfsız görevler almaktadır. Çocuk işçiler; ailelerinin geçimine katkıda bulunmak için çok az bir ücret karşılığında, çoğu zaman tehlikeli koşullarda, saatlerce çalışırlar. Okula gidemez, akranlarıyla vakit geçiremez, oyun oynayamaz ve bazı aktiviteler yapabilecekleri boş zaman bile bulamazlar. Ne kadar acıdır ki küçücük yaşta hayatın zorlukları ile yüz yüze gelirler.

En iyisini düşünürsek iyi bir ustaya düşen çocuklar araba tamirciliği gibi bir meslek bile edinebilirler. Gerçi bu bile çocukların yasal hakları olan eğitimi ellerinden almaktadır. Ama en kötü biçimleri düşünüldüğünde, çocuk işçiliği çocukları köleleştirir, ailelerinden ayırır, onları ciddi tehlikelerle, hastalıklarla karşı karşıya bırakır, çok küçük yaşlarda büyük kentlerin sokaklarında kendi başlarının çaresine bakacak duruma düşürür. Çocuk işçilerin çoğu ailelerinin korumasından da uzak kaldıklarından güvende olmazlar ve suça eğilimleri artar. Ben de çocuk olmama rağmen bunların örneklerini o kadar çok görüyor ve duyuyorum ki.

Bu konuyu biraz inceledim.  Acaba hem Türkiye’de hem de dünya genelinde neler yapılıyor acaba diye araştırdım. Özellikle UNICEF ve yardımcı kuruluşların; her çocuğun potansiyelini bütünüyle gerçekleştirmesini sağlamak amacıyla çocuk işçiliğini ortadan kaldırmaya yönelik çalışmaları desteklediğini gördüm. UNICEF, Türkiye’de de bakanlıklar, işveren kuruluşları, belediyeler ve diğer BM kuruluşları ile birlikte çalışıyormuş. Başta Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı olmak üzere belediyelerin, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu’nun, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının bu çalışmalarda önemli roller aldıklarını öğrendim araştırmalarım sırasında. Küresel bir sorun olan çocuk işçiliğini önlemek amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından 12 Haziran, Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü ilân edilmiş. Ama yapılan tüm çalışmalara rağmen çocuk işçiliğinde çok ciddi bir azalma olmadığını da üzülerek verilerden gördüm.

Dünyada her 10 çocuktan biri işçi olarak çalıştığını biliyor muydunuz? Hem de çoğunluğu sanayide ve tehlikeli işlerdeymiş. Peki neden bu kadar çocuk çalışmak zorunda kalıyor? En büyük neden yoksulluk ve tabii ki bu durumda en büyük sorumlu devletler.

Son zamanlarda savaş nedeniyle ülkelerinden göç etmek zorunda kalan, bu göç nedeniyle şiddet, ihmal ve istismara açık hale gelen Suriyeli çocukları hepimiz görüyoruz. Maalesef çoğu aileleri tarafından dilendiriliyor. Ve bunlar yapılan çalışmalarda görülmeyen kayıtsız taraf. Zaten bunlara işçi demek bile üzücü. Başka neler yapıyorlar diye düşündüm. Ayakkabı boyayanlardan, sebze meyve toplayanlara, kağıt toplayanlardan pazarda hamallığa kadar birçok iş geldi aklıma. Ama ne olursa olsun çocuk işçi olarak çalışan çocuklar gelişemezler ki! Depresyona girerler, aşağılık duygusu yaşarlar, saldırgan olurlar, erken yaşlanırlar, sevgiden yoksun kalırlar ve daha birçok sonuç.

Geçmişten bugüne her zaman diliminde yaşanmış bir sorun olsa da bir insanlık ayıbıdır bu aslında ve daha çok ele alınması gereken bir konudur.

Özetlemek gerekirse hem ülkemizde hem dünyada çalıştırılan işçi çocuklar demek kaybedilen bir gençlik ve gelecek demektir. Her çocuk yaşıtları ile beraber aynı koşularda yaşamayı ve haklarına sahip olmayı hak eder. Bu nedenle caydırıcı yasalar konmalı ve denetimlere önem verilmelidir. Bırakın çocuklar çocuk gibi yaşasın.

(Visited 5 times, 1 visits today)