‘’Karşıdaki tırın şoförü de çok kaba bir ADAMMIŞ.’’, ‘’Hadi şoför AĞABEYE şu parayı uzat bakalım.’’, ‘’Yazık evlere temizliğe gidiyormuş KIZCAĞIZ.’’, bütün bu cümleler gündelik hayatımızda duyduğumuzda yadırgamadığımız ve hepimize gayet normal gelen cümleler değil mi? Peki, bu cümleler ya şöyle olsaydı, ‘’Karşıdaki tırın şoförü de çok kaba bir KADINMIŞ.’’, ‘’Hadi şoför ABLANA şu parayı uzat bakalım.’’, ‘’Yazık evlere temizliğe gidiyormuş DELİKANLI.’’. Böyle olunca sizin de biraz kulağınızı tırmalamadı mı, siz de acaba yanlış mı okudum diye bakmadınız mı? Çok normal çünkü, 21. Yüzyıl Türkiye’sinde artık mesleklerin de bir cinsiyeti var!
Mesleklerin cinsiyeti, o meslek söylendiğinde aklınıza gelen figür ile ilgilidir. Mesela, sekreter dendiğinde gözünüzün önünde bir kadın, müdür dendiğinde bir erkek beliriveriyorsa eğer vah halinize, nur topu gibi bir hastalığınız oldu: SEKSİZM. Seksizm, sadece cinsel kimliğinden dolayı bir insanı ayırt etme yani cinsel ayrımcılık anlamına gelen bir kelime. Eğer seksist bir görüşe sahipseniz, sizin gözünüzde bütün şairler, filozoflar ve mühendislerin erkek; masörler, öğretmenler, eczacıların ise kadın olması muhtemeldir.
Edirne Yatırım Meslek Ofisi’nin 2014 verilerine göre madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe 644 işçi erkekken sadece 24 tane kadın işçi çalışmaktaydı. Kadın çalışan sayısının erkek çalışan sayısından fazla olan mesleklerin başında ise imalat ve eğitim sektörü geliyordu. Onun dışında toplam 14 meslek arasından 10 meslekte erkekler üstünlük sağlamış durumda. Erkek çalışan sayısının kadınlara oranla en fazla olduğu sektörlerse inşaat, ticaret, ulaştırma ve depolama. *
Yapılan anketlere göre, finans ve ekonomik sektörler daha ‘’maskülen’’ görünürken sosyal hizmet ve insan hakları ile bağlantılı sektörler ‘’feminen’’ bir meslek olarak adlandırılıyor.
Tabii ki erkek ve kadın arasında fiziksel olarak ve yatkınlıklar bakımından farklılıklar olabilir ama bu asla iki cinsiyetin de aynı mesleği yapamayacağı anlamına gelmez. Farklı özellikler, yapılan işlere çeşitlilik katar.
Bir erkeğin asla karşısındaki kadın çalışanı o yapamaz diyerek küçümseyemeyeceği gibi bir kadın da asla karşısındaki erkek çalışana bir ön yargıyla yaklaşamaz. Şayet, bu konuda savunulması gereken şey eşitlik ise o zaman terazinin her iki kefesine de eşit ağırlık konmalıdır.
Çok yaygın olmasa da ülkemizde yavaş yavaş bu demir zincirler kırılmaya başlanmakta ve mesleklerin bir cinsiyeti olamayacağı gözler önüne serilmektedir.
Mesela Nazan Teyze,
Ya da yolların bir diğer fatihi, Nebahat Abla,
Ne yazık ki cinsiyetler arasındaki bu ayrım her ne kadar dışarıya büyüyünce çıkıyor olsa da aslında hepimize küçükken dayatılan bir şey. Küçükken izlenilen çoğu çizgi filmde bu tarz dayatmalar bilinçaltımıza yavaşça sokuluyor.
Aynı şarkının farklı versiyonları olan şu iki videoyu izlediğiniz zaman gözünüze çarpan ilk şey ne?
Evet, iki videoda da doktorlar erkek, kadınlar ise abartılı bir şekilde süslenmiş. Yani aslında seksizm hayatımıza daha biz küçük yaşlardayken sokulmuş bir gerçek ve toplumumuzdaki rolü de giderek büyüyerek çoğumuzu içine alan kocaman bir kara delik.
Seksizm kavramı kulağa ne kadar büyük gelse de, aslında bir mesleğe yakıştırdığınız cinsiyete sığabilecek kadar küçük olabiliyor.
* http://www.investinedirne.org.tr/content-831-sektorlere_ve_cinsiyete_gore_calisan_sayisi.html