İnsanların yaşamları boyunca doğumdan başlayıp ölüme gittiği yolda bir çok aşama bulunduğunu hepimiz biliyoruz. Bunlardan en zorunun öğrencilik maratonu olduğunu söylesem birçoğumuz onay verir. Bu maratona eşlik eden ögeler illaki olacaktır. Her öğrenci öğrencilik hayatında başaralı olup bir yerlere gelmek ister. Fakat psikolojik etmenler veya diğer şeyler bu tip hedeflerin yoluna engel koyabilir. Daha sonra ister istemez başarı veya başarısızlık oluşur. Bu başarı-başarısızlık istatistiğine göre başarı oranlarını cinsiyete göre sınıflandırılıp kamuoyuna açıklandığını düşünebiliyor musunuz?
Bunun öğrenciler üstünde dudak uçuklatacak kadar olumsuz etkisi olur. Olumlu etkisi de olabilir ama olumsuz etkiler kesinlikle ağır basıyor. Olumlu yanıyla başlayalım isterseniz isterseniz. Örnek veriyorum kamuoyuna Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Liselere Giriş Sınavında erkek öğrencilerin daha yüksek başarı oranına sahip olduğu bildirildi. Sınava hazırlanan ya da hazırlanacak olan erkek öğrenciler için bir motivasyon kaynağı olabileceğini düşünüyorum. Sınava karşı korkusu olan, çalışmayı sevmeyen, aile baskısı altında ders çalışan erkek öğrencilere çalışma isteği aşılayabilir. Öte yandan matematik dersine karşı önyargılı olan, sevmeyen, zor gelen kız öğrenciler için yapılan “Kız öğrenciler matematik branşında daha başarılıdır” açıklaması onlar için bir umut ışığı olabilir. Burdan anlamamız gereken cinsiyete göre sınıflandırılmış başarı oranlarının kamuoyu ile paylaşılması çoğu öğrenci üzerinde çalışma isteği, motivasyon, hedef belirleme gibi önemli ve olumlu etkileri sağlar.
Olumsuz etkilere gelirsek yine bir varsayımla başlayalım. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yine bir açıklama yapıldığını düşünelim ve bu açıklamada kız öğrencilerin TYT ve AYT sınavlarının ikisindede, erkeklere nazaran çok daha başarılı olduğu kamuoyuna söyleniyor. Daha önceden çalışma alışkanlığı olmayan, daha yeni yeni sınavın farkına varıp ders çalışmaya başlamış erkek öğrenciler bu haberi gördüklerinde veya okuduklarında ilk önce şaşıracaklar, sonra dinleyip detayları öğrendiklerinde eski halleriyle şu anı karşılaştırıp birde cinsiyetine baktığında bütün çalışma isteği yok olacaktır. Böylece belki sınavda çok başarılı olacak, derece yapacak fidanları daha dikmeden sökmüş oluruz. Bir diğer örneğimizdeki gibi korkulu rüyası coğrafya dersi olan bir öğrenci kız öğrencilerin coğrafya dersinde üstün ortalamalara sahip olduğundan haberi olunca bu korkulu rüya onlar için bir kabusa hatta fobiye dönüşebilir. Bu şekilde olumsuz etmenleri olan bir olayın gerçek olduğunu düşünmek oldukça zor. Çünkü bir öğrencinin şevkini kırmak bir nevi geleceğiyle oynamak, hayallerini alt üst etmektir.
Sonuç olarak başarı-başarısızlık istatistiğine göre başarı oranlarını cinsiyete göre sınıflandırılıp kamuoyuna açıklamanın hem olumlu hem olumsuz yanları var. Bazı öğrenciler için mutlu bir hayata geçiş kapısının anahtarını verirken, bazı öğrenciler içinde hayatından acımasızlığında kaybolmaya doğru giden bir trenin biletini veriyor. Bunun için bana göre en mantıklısı her şeyi oluruna bırakıp cinsiyete göre başarıyı ayırmamak gerekir sonuçta kız öğrenciler kağıt üzerinde daha başarılı olabilir ama sınavın birincisi erkek bir öğrencide olabilir.