Cinayet Spor Olamaz

Avlanmak uzun yıllardan beri süregelen özellikle geçmişte atalarımızın ‘’hayatta kalma’’ amacıyla verdiği yaşam mücadelesiydi. Hayatta kalmaktan bahsediyorum, lüzumsuz eğlencelerden değil. Atalarımız hayvandan kaçar hayvana koşardı. Asıl amaç her şekilde hayatta kalabilmekti, koşullar farketmeksizin açlık çekmemekti. Ama üzülerek söylüyorum ki modern hayata geçildikçe bu yaşam mücadelesi spora dönüştü.

Öncelikle cinayet ne zamandan beri spor olarak adlandırılıyor? İçinde ölüm olan hiçbir şey spor olarak bağdaştırılamaz, hatta söz konusu hayvanlarsa mücadelelere spor denemez. Spor denilen şeyde iki taraf eşit şartlara sahiptir, spor doğa ile barışçıl mücadeleyi kapsar. Örneğin yarışan iki kişi aynı mesafeden başlar, aynı tür giysiler giyer, aynı aletleri kullanır, kısacası eşit imkanlara sahiptir. Avlanmaya gelecek olursak zavallı hayvanlara tuzak kurup elinde son model tüfek, dürbün olan acımasız insanlardan bahsediyoruz. Rakibin bu denli çaresiz olduğu başka bir spor dalı örnek verebilirler mi acaba avcılığı sanat kavramıyla eş değer tutan insanlar?                                                                                                             Sporun amacı fiziksel bir aktivite ile ilgilenerek bedeni çalıştırmak ve sağlığa büyük fayda sağlamak ise bir hayvanı öldürünce sağlığınızda nasıl bir değişim olacak merak etmiyor değilim doğrusu. Avcılığa spor kılıfı giydirerek zevk için birçok canlının katledilmesine göz yummak kadar bilinçsizce bir anlayış söz konusu değil. Burada tek amaç hedef almaksa okçuluk, atıcılık gibi sporlar tercih edilebilir. Demek istediğim şey açlık asla bahane olamaz, özellikle bu dönemde kasaplardan marketlere, restoranlara kadar birçok yerde hayvanın etinden sütüne her şey bulunabilir. İmkan yoksa bile et yemek zaruri değil ama hayvanların neslini sürdürebilmek amacıyla nefes alması için aynı şey söylenemez. Daha üzücü bir durum ise yalnızca hayvanın boynuzunu, kürkünü, kafasını süs olarak rafa kaldırarak hayvanın yaşamını kısıtlayan bilinçsizlerin olması. Bunu itiraz edenler birçok konuda atalarımızı örnek aldığımızı ve atalarımızın da avlandığını ortaya atarak aklınca haklı olduğunu savunurlar. Başta da özellikle bahsettiğim gibi bir ormanda kaybolup açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya gelinmediği sürece ‘’hobi’’ olarak avlanılamaz!               Artık yaşam sürdürebilmek için avlanmaya ihtiyacımız yok ama hala bunu göz ardı edip acımasızca kan akıtanlar var. Bir de doğa sevgisinden, barıştan bahsedenler ya! Hiçbir anlam veremiyorum bu düşüncelere.

Zaten zavallı hayvanların yaşam alanlarını tahrip ettik, ele geçirdik, doğanın dengesini bozduk. Daha kötü ne olabilir ki? Kimilerini dişi için, boynuzu için, kürkü için hatta zevk için öldürdük. Bırakalım kalanlar ağız tadıyla nefes alsın. Bizim onlara, onların bize ihtiyacı olduğunu düşünürsek ve onların canına kıymanın doğurduğu sonuçları göz önünde bulundurursak, hatta bilinçsiz isanları bu konuda uyarırsak dünya çok daha yaşanılası bir alana dönüşür.

(Visited 57 times, 1 visits today)