Uyanır, her sabah çiçekleriyle konuşurdu. O sabah, çiçekleri tek bir ses bile duymadı. Çok ama çok endişelendi.
Çiçeklerle, ağaçlarla, doğayla konuşmayı annesinden öğrenmişti. Tüm bitkilerin de insanlar gibi dili ve kulağı vardı. Onlarla konuşursanız ve sularsanız onlar da çiçek açarak ve solmayarak cevap verirlerdi. Evdeki bütün çiçeklerine isim de vermişti.
Aslında sıradan bir gündü. Daha dün konuşmuştu hepsiyle. Ama o sabah yanlarına gittiğinde Boncuk isimli mor menekşesinin ve Pembiş isimli karanfilinin son çiçeklerinin de olmadığını ve düştüğünü farketti . Artık kendisini duymadıklarını düşündü ve ağlamaya başladı. Hemen annesine yanına gelerek neler olduğunu sordu. Olayı anladığında ise gülmeye başladı. Annesine neden güldüğünü sorduğunda ise her çiçeğin mevsimi olduğunu ve belli dönemler çiçeklerinin biteceğini öğrendi. Eğer onlara iyi bakmaya ve konuşmaya devam ederse yeniden açacaklarını öğrendi ve rahatladı.
O günden sonra çiçeklerle ilgili daha çok kitap okumaya ve araştırmaya başladı.
(Visited 28 times, 1 visits today)