Ellerimde toprak kalıntıları vardı.Salıncaklarda sallanan ve kaydıraktan kayan arkadaşlarımın da ellerinde topraklar vardı.Her çocuğun elinde toprak mı olmalı?Acaba benim ellerimdeki toprak ne zaman geçecek?Önümde bir teyze oturuyordu onun yanına gittim. “Teyze,teyze!Bu ellerimdeki toprak ne zaman geçecek,büyük kadın olunca mı?” Teyze yüzüme baktı ve gözünden ıslak ıslak damlalar aktı.Ağlamak mı deniyor buna?Sonra da bana şunu dedi:”Kızım o toprak geçmiyor.Geçecek sanacaksın tam geçti diyeceksin o sıra sevdiğini kendi elllerinle toprağa vericeksin.”Teyzenin demek istediğini tam anlayamadım.Bence sevdiğim kişiyle toprakla oyun oynayacağımı söyledi.Ne kadar şanslıyım ya.Hoplaya hoplaya Alaz’ın yanına gittim.Anneme söylemeyecekseniz bir sır vereceğim.Alaz benim sevdiğim çocuk.Benimle birlikte her istediğim oyunu oynuyor,ben oyunda kazanayım diye kendisi kaybediyor…Haaa bir de yanağımdan öptü dün.Bence o da beni seviyor.Sevmese yapar mı böyle şeyler?Yoksa o da mı benle toprak oynayacak teyzenin dediği gibi?Alaz’ın yanına gittiğimde elinde bir kağıt vardı.”Ceylan bak senin için anneme bunu yazdırttım.” dedi.Kağıdın üzerinde bir cümle vardı: “Ceylan gözleri gördüğüm en güzel şeydi.” yazıyordu.Bana hep Ceylan diyordu oysaki ismim Karaca’ydı.Sürekli ona kızıyordum bana Ceylan demeyeceksin bir daha diye.Buraya ‘ceylan gözleri’ yazmış sevmiyor mu gözlerimi?Gözlerimi kapatmam mı gerekiyor?Ama görmeden nasıl hareket edeyim?Niye böyle bir şey yazmış?Sanırım mutlu olmam gerekiyor çünkü çok anlamlı bakıyor.Kağıdı alıp cebime koydum. “Alaz bu kağıdı saklayacağım!” dedim ve oyuncak bebek oynayan kızların yanına koştum.Artık oyun oynamak istiyordum.
Yıllar sonra…
“Bugün oyunumuzun 1.ayı sevgilim.Ben bu oyunda hiç eğlenmiyorum.Sen artık oyunda benim için kaybetmiyorsun,ondan bu mutsuzluğum.Yoksa oyunu sen mi kazandın da bu kadar sessizsin?Ama biliyorsun ben oyunlarda kaybetmeyi sevmem.Ellerimde hala toprak var.Hatırlıyor musun?Beraber silmiştik elimizdeki toprakları.Senin ellerin temiz.Benimkiler ise kirlendi senin oyunda kazandığından beri.Elimde bana yazdığın ilk not var.Bak sakladım kağıdı…Gerçekten bu ceylan gözleri sensiz mi bırakacaksın?Alev alev gözler ceylanın oyunundan uzak mı kalacak?Hayatında gördüğün en güzel şeyi oyunda yenecek misin gerçekten?Yenme çünkü sen hep ben kazanayım diye kaybettin.Şimdi de susmasana!Söylesene Ceylan’ım hayır her oyunda kazanacaksın çünkü senin için her zaman yenileceğim desene!Niye susuyorsun?Seninle ellerimi arındırdıktan sonra kendi ellerimle seni toprağa vermeye katlanamam ben Alaz!Ceylan gözlerim sensiz kaldıkça siyaha boyanıyor.Oyunda galip olduğun her gün ceylan gözler oksijenini kaybediyor.Aşk mezara kadar denirmiş,aşkın bittiyse benim sevgim niye hiç durmadan dört nala koşuyor?Yıllar oldu seni seveli.Karaca olalı seni sevdim ben.Kalk gel şurdan oyunlar oynayalım gene ben yeneyim.Tamam,oyun oynamak da istemezsen anlarım yeter ki ceylan gözleri ıslak ıslak bırakma sevgilim…” Ellerimdeki kağıdı ait olduğu yere ,toprağa, bıraktım ve oyunun tek kaybedeni olarak arkamdaki alazlara rağmen oradan ayrıldım.