Bir gün salonda koltuğumun üzerine oturmuş kitap okuyordum. Birden kapı çaldı. Kapıyı açtığımda küçük bir paket vardı. Ne bir not ne de nereden geldiği yazıyordu. Sadece bir şey yazılıydı, ‘’ Alya Temel’e”. Merek edip açtım. Bir cep saatiydi ama mutlu olduğun zamanı anlıyor ve o zaman kendiliğinden duruyordu. Şaşırdım, çünkü böyle gelişmiş bir şey daha icat edilmemişti. Sabah hemen denemeliydim.
Bugün çok heyecanlıyım. Niye mi? Çünkü bugün okullar açılıyor! Hemen okula gittim. İlk dersten sonra teneffüs vardı arkadaşlarım oyunlarına beni de çağırdılar. Sonra ne mi oldu dersiniz? Zaman durdu! Tam altı saat boyunca arkadaşlarımla saklambaç, yerden yüksek, ebelemece oynadık.
“itiraf edeyim ayaklarıma kara sular indi ama çok eğlendik.” Zamanı tekrar başlattığımda öğretmenim beni yanına çağırdı ve “ Alyacığım dün saat akşam 6 sularında kargo ile bir hediye göndermiştim anladığım kadarıyla gelmiş değil mi ?” Bir dakika dün akşam 6 da sihirli cep saati gelmişti. O zaman cep saatini öğretmenim göndermişti! Zaten öğretmenimiz yaşamımızı değiştiren bir proje üzerinde çalıştığını da söylemişti ve ilk kim denemek ister dediğinde sadece benim elim kalkmıştı. “drinininining”
-Kızım Alya hadi uyan bak okulun ilk gününde geç kalmak istemesin.
– Ne oluyor yav aaa öğretmenim içim geçmiş özür dilerim.
– Evet, ben öğretmenin 9 kere 9
– 81 aaa anne rüyamıymış her şey
– Maalesef evet hadi okula geç kalacaksın.
– Tamam tamam gidiyorum.