Eğitimli insanı eğitimsiz insandan ayıran en önemli özellik hayatı yorumlayabilmesi ve ondan ders çıkarabilmesidir. Eğitimli insan neden sonuç ilişkisini çok daha sağlıklı bir şekilde kurabilir bu da eğitimli insanların genellikle gerek sosyal bakımdan gerek ekonomik bakımdan gerek de statü bakımından daha yüksek yaşam standartları elde etmelerini sağlar.
Bir toplumda eğitimli insan sayısının yüksek olması o toplumun ortak bilincini arttırır. Böyle bir toplum içinde yaşayan tüm bireyler genellikle birbirleriyle iyi anlaşırlar, anlaşamasalar bile birbirlerinin savundukları fikirlere, yaşam standartlarına ve yaşam şekillerine saygı duyarlar. Aynı zamanda eğitimli insanların oluşturduğu bir toplumda hak ve özgürlükler sonuna kadar yasalarla korunduğu için bu toplumlardaki bireyler birbirlerine karşı güçlü bir güven duyarlar.
Eğitimli bir toplum oluşturmak için öncelikle eğitimli bireyler oluşturulmalıdır. Eğer bir insanı eğitmek istiyorsak bu işe çocukluktan başlamalıyız çünkü genellikle insanların çoğu çocuklukta gördüğü eğitimi tüm hayatına yansıtır. Doğal olarak eğitim çocuk doğduğu andan itibaren yani aile içinde başlar. Toplumlarda çocuklar okul çağına gelene kadar sadece ve sadece aileden eğitim alırlar. Anne babaların çocuklarının ilk eğitimcileri olduğu düşünüldüğünde her eğitimcinin aldığı gibi onların da bu konuya özel bir eğitim almaları gerekmektedir. Bu, her evlenen çiftin alması zorunlu, müfredatı belli ve devlet eliyle verilen bir eğitim olmalıdır.
Bu programda hamilelik, sağlıklı beslenme, doğum, bu süreçte babanın rolü ve paylaşımı, yeni doğan bebeğin bakımı ve beslenmesi, sağlık takvimi gibi konular öncelikli olarak işlenmeli. Hatta bu konularla ilgili ebeveynlerin paylaşım grupları oluşturmaları gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca bu eğitimin sadece çocuğun doğumunu ve ilk aylarını değil aynı zamanda hem zihinsel hem de fiziksel olarak geliştiği en az altı yaşına kadar kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sonuç olarak insan kendi yavrusunu eğitebilen tek canlıdır. Bu nedenle ilerde nasıl bir toplum görmek istiyorsak o konuda bir şeyler yapmak için harekete geçmeliyiz. Bana kalırsa bu öncelikle aileyi eğitmekten geçtiğine inanıyorum. Zaman hızla akıyor teknoloji ve bilim gelişiyor. Hayatta kalmanın ve hayatta başarılı olmanın da kuralları değişiyor. Dolayısıyla artık hiçbir aile çocuğunu andan babadan kalma yöntemlerle büyütemez eğitemez bu asla yeterli olmaz. Artık çocukların yeni çağın getirdiklerine karşı hazırlıklı ve dayanıklı, insanca yaşamanın da kurallarını bilir ve uygular halde büyümeleri gerekmekte çünkü artık dünyanın kaynakları eskisi kadar bol değil. Unutulmamalıdır ki cehalet de bilgelik de çocuklarımıza bıraktığımız manevi mirasımızdır bu yüzden hangisini seçeceğinize daha çocuğunuz çocukken karar vermelisiniz.