Tüm öğrenciler ders çalışır ve derslerinde de başarılı olmak ister ama bazı insanlar sadece başarılı olmaya odaklanır. Çalışmaktan başka hayatlarında hiçbir şey yoktur. Bu kişiler sadece en iyi olmayı hedeflerler ve en iyisi olmak için de devamlı çalışırlar. Dürüst olalım ve başarı elde etmiş insanlara bakalım, onların hepsi sadece ve sadece ders çalışan insanlar mı sizce? Bence değil. İnsanların yalnızca sözel veya sayısal zekaları yok, sosyal zekaları da var. Belki bunu çok çalışkan olmayanların veya başarısız olan insanların bir bahanesi olarak algılayabilirsiniz ama öyle değil. Hayatımıza yön vermemizi sağlayan önemli faktörlerden biri de sosyal hayatımızdır. Kendimizi sadece derse odakladığımızda diğer tüm becerilerimizi köreltmiş oluruz. Yeteneklerimiz varsa bunların hepsi gözden kaçar. Sosyal ilişki becerimiz yetersiz kalır. Geçmişte bazı çok çalışkan arkadaşlarım vardı. Ancak bu arkadaşlarım için hayattaki en önemli şey sadece dersti ve bu arkadaşlarım hiçbir sosyal faaliyette bulunmazlar, bizlerle beraber herhangi bir programa katılmazlar ve kendilerini dışlarlardı. Elbette akademik başarıları onları tatmin ediyordu ama bence mutlu değillerdi.
Akademik başarı belki iyi bir üniversite kazanmamızı sağlar, belki iyi bir iş olanağını da kazandırır ama sosyal yönünü hiç geliştirmemiş bir insan o noktadan sonra ne yapar? İş ortamında veya özel hayatında insanlarla nasıl ilişki kurar ve bu, onun iş hayatındaki başarısını nasıl etkiler? Ben bu kişilerin zorlanacağını ve zamanı geri getirmek mümkün olmayacağı için bir çok ”keşkelere” sahip olacaklarını düşünüyorum. Hayatlarının bir noktasında ” keşke gezseydim, keşke şuna katılsaydım, keşke şu yönümü geliştirseydim” diyeceklerdir. Bunun yanı sıra bir çok iş sektöründe başarılı insanların sadece belli başlı üniversitelerden mezun olmadığını da görüyoruz. Kendini bir çok konuda yetiştirmiş, çok yönlü insanların daha başarılı olduğunu söyleyebiliriz.
Hayatta önemli olan sadece başarılı olmak değil, bireyin mutlu olması, gün gelip de ” keşke” dememesi. Elbette bu, hiç ders çalışmayıp, yan gelip yatmak ve sadece sosyal bir hayat sürmek anlamına gelmiyor. Kişi tabii ki verimli bir şekilde dersini çalışmalı ancak sınıf birincisi olmak uğruna kendini hayattan soyutlamamalı. Hayat gelip geçiyor. Bir daha bu günleri yaşayamayacağız. Üstelik gelecekteki başarılarımız da sadece elde ettiğimiz akademik başarıya bağlı değil. O yüzden derslerini bırakma ama Horatius’un dediği gibi ” Carpe diem!” yani anı da yakala.