Çanakkale’den Bir Mektup

Sevgili Ailem ve Milletim

Gidiyorum Çanakkale’ye. Vatanımızı, toprağımızı düşmandan korumak için gidiyorum. Anne, baba sizi bir daha görür müyüm bilmem. Anne, senin yemeklerini özleyeceğim kesin. Ama emin ol düşmanı topraklarımıza sokmamak için vereceğimiz savaşta yediğimiz azık bana senin yemeklerin kadar lezzetli gelecektir. Baba, benim için endişe ettiğini biliyorum ama şunu bil ki oğlun aynı anadan olmayan kardeşleriyle gidiyor; birbirimizi sanki ezelden beri kardeşmişiz gibi koruyacağız, bundan emin ol.

 

Milletim; sizi, daha da doğrusu bizi korumak için gidiyorum, gidiyoruz oraya. Bu vatanın bir toprak parçasını bile düşmana vermeyi bırakın, kazanma ümidini bile vermemek bizim vazifemiz. Kurşunlar kafamızın üzerinden geçerken, bombalar dibimizde patlarken daracık tünellerde beklediğimiz anlarda; siz olacaksınız bizim dayanma gücümüz, enerji kaynağımız. Belki çoğumuzun derslerini alıp bir üniversiteye gitme şansı olmayacak. Askerlik eğitimi bile almamış olabiliriz ancak başımızda paşamızın, ulu önderimizin olması bizim en büyük inancımızdır; hem ona hem kendimize. Onun tecrübesi, zekası, muharebe bilgisi ile vatanımıza ayak basamayacaklar. Onların gemisi mi var, olsun. Onların fazla askeri mi var, olsun. Fazla mühimmatı mı var, varsın olsun. Bizim cesaretimiz, vatan sevgimiz olduktan sonra onların gemisini 200 küsür kiloluk mermiyi sırtlayarak da batırır bizim kardeşlerimizden biri. O kardeşlik duygusuyla birbirimizi sırtımızda da taşırız, yaralarımızı da sararız. Annemizi, babamızı, kardeşlerimizi belki de sevdiğimizi özlediğimiz zaman; kendimizi biraz da olsa yalnız hissettiğimiz zaman birbirimize sarılır, biraz da olsa dindiririz o içimizdeki özlemi. Yemeklerimiz varsın lezzetli olmasın; varsın tuzu, baharatı olmasın; biz o yemekleri keyif için değil düşmanı yenmek, topraklarımızdan defetmek için güç kuvvet için alacağız. Biz bu durumdayken sizin dualarınızla güç bulacağız. Düştüğümüzde sizin bizim için ettiğiniz dualar ve size içimizde olan kavuşma umudu kaldıracak bizi ayağa. Elbette zorlanacağız, sürüneceğiz; zor olacak ama en zoru da şayet aramızdan biri şehit düşerse onun bedenini Türk bayrağına sarılı ailesine vermek olacak. Evlatlarını şehit vermenin üzüntüsü ve acısıyla beraber şunu da bilecekler ki evlatları vatanı uğruna, tereddüt bile etmeden canını verdi.  Bu vatan kanımızla yoğurulsa dahi vatanımız asla işgalci güçlere teslim etmeyeceğiz.

 

Merak etmeyin. Biz, sizi ve bu vatanı korumak için buradayız, bunun verdiği cesaret ve sizin bize olan inancınızla da bunu başaracağız. Endişe etmeyin. Vatanımızdan bir avuç toprak bile alamayacaklar çünkü Çanakkale geçilmez.

(Visited 8 times, 1 visits today)