Alara diye bir kız varmış. Alara 12 yaşındaymış ve büyüyünce ne olacağını bilmiyormuş. Herkes Alara ile “Sen büyüyünce hiç bir şey olamazsın.” diye dalga geçiyormuş arkadaşları, ailesi, öğretmenleri bile. Alara bu duruma çok sinirlenip bir gün herkesle bir konuşma yapmış. “Siz kimsiniz?!” diye bir giriş yapmış. ” Kim oluyorsunuz da bana büyüyünce hiç bir şey olamazsın diyecek kadar saygısız oluyorsunuz!?” demiş bütün özgüveniyle. Arkadan bir kikirdeme sesi duymuş. “Sen kimsen çık gel!!! Hiç seninle uğraşamam canım!” demiş Alara. Sessizlik olmuş. Çocuk gelip hiç korkmadan “Ne oldu geldim? Senden mi korkacağım cadı!” demiş. Alara çok sinirlenmiş, elini bir oyuncak zannettiği değnekle ona doğru çevirmiş, değnekten ışıklar çıkmış ve çocuk havaya uçmuş. Herkes çok çok şaşırmış, çocuk ” Sen gerçekten bir cadısın!” diye çığlık atmış ve herkes Alara’nın vahşiliği nereden geliyor diye sorgulamış.
Alara’nın geçmişinde çok değişik olaylar olmuş oysaki. Alara’nın annesi ve babası o çok küçükken ölmüş. Yakınları ona yuva açmış. Alara’nın teyzesi küçükken ona annesinin aslında bir cadı olduğunu söylemiş. Alara bu duruma çok şaşırmış ve kızmış. Yanına yaklaşan herkese de çok sinirlenip ” Sakın bir adım daha atma!” diyerek insanları kendinden uzaklaştırmış. İnsanlar Alara’nın yanına sadece biri çok itiraz ederse yaklaşmaya başlamış.
Bundan başka, Alara küçüklüğünden beri hep bez bebekler örmeyi severmiş. O yüzden eski püskü evi de bez bebeklerle doluymuş. Bir gün bebeklerinden birinden ses gelmiş. Bu ses Alara’nın Leyla adındaki bebeğinden geliyormuş, bebek demiş ki “Cadı bak! Senin neden bizi yarattığını biliyorum, yalnızlıktan. Sana katılıyorum zor günler geçirdin ama bütün yakınların, teyzen de dahil, hepsi cadı.” demiş. Alara uzun uzun düşünmüş, yakınlarını da alıp kendi evinde birlikte yaşamaya karar vermiş. Leyla’yı da alıp birlikte bütün zorlukları aşarak Alara’nın yakınlarını toplamışlar. Alara’nın yakınları acayip şaşırsa da bu duruma alışmışlar. Alara başına gelen her şeyi anlatmış ve bütün yakınlarından özellikle teyzesinden çok özür dilemiş ve birlikte küçücük evde huzurla yaşamışlar.