Büyüyüp yetişkin olmak, en büyük hayalimdi benim küçüklüğümden beri. Hemen büyümek istiyordum. Hiçbir zaman çocukluğumdan hazzetmemiştim. Yetişkinler çocukluklarına dönmek istediklerini söylediklerinde şaşırıp kalırım, bir insan neden çocuk olmak istesin ki? Çok sıkıcı. Neyse ki hayalimin gerçek olmasına sadece bir hafta kaldı, artık 17 yaşındayım ve 18. yaşıma gireceğim.
Doğum günü partim için hazırlıklar yapmaya başladım. O kadar özel bir parti olsun istiyorum ki artık kişisel irademin olduğunu, ehliyet alıp araba kullanabilecek olmamı, kendi evime taşınabilecek olmamı, kimsenin bana karışmaya hakkının olmamasını, eve istediğim saate gelmeye hakkımın olmasını ve partilere, barlara gitmemin yasak olmadığını ifade edebilecek bir parti yapacağım.
O gün geldi, doğum günüm. Evet, bugün benim doğum günüm ve hayatım boyunca hiç yaşamadığım kadar büyük bir heyecan var üzerimde. Kendimi nasıl ifade edebileceğimi bilmiyorum ama şu an dünyadaki en mutlu insan olduğum kesin.
Partimi akşam yapmayı planlamıştım ve akşam oldu bile. Evde kutluyorum doğum günümü, sabahtan beri süslemeler, yiyecekler, içecekler, davetliler ve dekorasyon hakkında en ufak ayrıntılara kadar çalışılıyor. Dekorasyon ekibi bir yandan yiyeceklerle ilgilenen ekip bir yandan, evde o kadar büyük bir kalabalık var ki herhangi bir işi halletmeye çalıştığımda bile çok yoruluyorum. Neyse ki yavaş yavaş tüm davetliler gelmeye başladı, bu da beni motive etti ve artık yorgun hissetmiyorum.
Evde gerçekten de çok eğlendik, parti yaptık, oyunlar oynadık, bir sürü fotoğraf ve video çektik. Bugünü asla unutmamak için yaklaşık 200 tane fotoğraf çektim. Günün sonunda pasta kesip hediyelerimi açmaya karar verdim. Heyecandan patlamak üzereydim, yetişkin olacak olmanın verdiği heyecan yanı sıra açacağım hediyeleri de çok merak ediyordum. Pastayı üfleme vaktim gelmişti, 18. yaşımın vereceğini düşündüğüm uğuru düşünerek yaklaşık 15-20 tane dilek diledim ve mumları üfledim. Her ne olduysa ben mumları üflediğim zaman oldu.
Ben mumlarımı üfler üflemez annem yanıma gelip hediyelerimi açmam gerektiğini söyledi. Yaklaşık 50 davetli vardı ve hepsinden birbirinden güzel hediyeler almıştım. Sıra annemin ve babamın hediyesine geldi, ortaklaşa bir hediye aldıklarına göre muhtemelen çok pahalı bir hediye olmalıydı. Aklıma direkt aylardır çıkmasını beklediğim ve doğum günümden tam 2 hafta önce çıkan yeni IPhone modeli gelmişti. Elimde son model bir IPhone olduğunu düşününce bile çok heyecanlandım.
Merakla kutuyu açmaya başlarken kutunun köşesinde renkli birkaç sembol olduğunu gördüm ve ne olduğunu anlamayarak kutuyu açmaya devam ettim. Bir de ne göreyim, pastel boya seti! Gerçekten müthiş bir hayal kırıklığına uğramıştım. Tüm keyfim alt üst olmuştu. Anneme üzgün bir sesle bunu bana neden dalga geçer gibi aldıklarını sordum. Annem bunun sihirli bir boya seti olduğunu söyledi. Artık gerçekten kafayı yemek üzereydim, hem bana çok kötü bir hediye almışlardı ve bunun üstüne bir de benimle dalga mı geçiyorlardı?
Annem sinirlenmeden önce bir kere bile olsa kalemleri denemem gerektiğini söyledi. En sevdiğim renk pembe olduğu için elim direkt pembe boyaya gitti. Kalemi elime alır almaz kafamın üstünde “Görünmezlik sihrinin kilidi açıldı.” Yazıyordu, bu nasıl mümkün olabilirdi? Sihir diye bir şey gerçekten var mıydı? Elimdeki boyalar gerçekten sihir mi yapıyordu? Hayatımın en büyük şokunu yaşadım ve bir rüyada olduğumu düşündüğüm için kendimi cimcikledim, acımıştı! Renklerin hepsini teker teker denediğimde bu boyalar, her elime farklı bir kalem aldığımda yukarıda farklı bir özelliğin kilidini açtığımdan söz ediyordu.
İşte o gün hayatım tamamen değişmişti…