Yıl üç bin yirmi iki. Ceylan Pedro uykusundan saat sabah altıda uyanıyor. Evine her zamanki gibi boğucu bir sessizlik hakimken sabah rutinini tamamladı ve işe gitmek için yola çıktı. Yağmurlu havada koşaradım aldığı yolun sonunda otobüs durağına ulaştı. Durak aynı onun gibi işlerine gitmek için otobüs bekleyen pek çok hayvanla doluydu. Hepsinin de suratı o kadar ifadesizdi ki… Pedro da artık bu duruma alışmış olduğundan onlar gibi tepkisiz duruyordu.
Otobüsün yarısından çoğunun halihazırda dolu olduğunu gören hayvanlar önce binebilmek için adeta birbirleriyle savaşıyordu. Bu izdihamın arasından kendi aldığı birkaç darbeyle zar zor kurtaran Pedro sıkış tıkış otobüse son anda bindi. Her bir yanı dolu olduğundan ve kimse de ona yardımcı olmadığından parayı otobüs şoförü olan eşeğe uzatmakta epey güçlük çekti Bu tıklım tıkış ortamda bir saat boyunca işittiği şikayetçi homurtularla beraber en sonunda iş yerine ulaştı
Dünyanın sayılı zenginlerinden biri olan Aslan Simba’nın sahibi olduğu pek çok borsa şirketinin birinde işçi olarak çalışıyordu Pedro. Kapıdaki güvenlik köpeğiyle göz göze bile gelmeden ilerledi. Birkaç adım önünden giden zebra, geçtiği kapıyı Pedro için tutmaya yeltenmedi bile. Oysaki her gün birlikte işe gidip geliyor ve yan yana çalışıyorlardı. Bazen sanki bu toplumda kimse birbirini gerçekten görmüyormuş gibi hissediyordu Pedro. Kendisi de arkadaşı Molly dışında kimseyle pek iletişim kuramazdı fakat bunun aksi bir düzene hiç şahit olmadığı için neyi düzelteceğini de bilmiyordu. “ Bütün dünya sessizliğe büründü.Bu yardım çığlığını bir tek ben mi duyuyorum?” diye düşünmekten alamıyordu kendisini. İçeri giridi ve çalıştığı kata çıkıp kendi küçük masasını bulup çalışmaya başladı. Bulunduğu gökdelen tarzı binanın her bir katı aynı onunki gibi ufak masalardan ve birer rahatsız sandalyeden başka eşya içermeyen ufak kabinlerin yüz binlercesiyle doluydu. Demek ki dünyanın en zengin hayvanlarından da olsanız, sizden daha aşağıdaki hayvanların iyiliğini düşünecek kadar paranız olmuyordu. Pedro’nun bir arkasındaki kabinde çalışan tek arkadaşı Kedi Molly’nin hayatı Pedro’nun hayatından bir nebze daha hareketliydi fakat pek de iç açıcı bir hareketlilik değildi bu. Zihninde dönüp duran olaylar onu içten içe yiyip bitiriyordu. Kendisine durmadan keyfince zarar veren abisinden kurtulmaya çalışıyor fakat başvurduğu mahkemeler onun davasını beklemeye listesine alıp duruyordu. Hatta yalnız birkaç gün önce yine bir tek taraflı kavganın sonucu kendini hastanede bulmuştu Molly. Hepsi de birbirinden sıkıntılı duran, kimisi öksüren, kimisi açık yaralarından kan kaybetmekte olan pek çok hayvan upuzun bir kuyruk oluşturmuştu muayenehanenin önünde. Ne yazık ki onların da bir devası yoktu. Çünkü hayvanların neredeyse hepsinin kaybettiği merhamet duygusu onları sorunlarının çözümlerinden bir hayli uzaklaştırıyordu.