Bir gün yine iş yerinde otururken müdürümün bana gelip Ankara’ya gitmemi istemesi üzerine bugün yola çıkmıştım. Havaalanına giderken bir hayli heyecanlıydım 1 hafta için gideceğim şehirde elbette ki gezecektim de bir yandan hazırlanırken bir yandan da Ankara’da gezebileceğim, gidebileceğim yerlere bakıyordum.
Ve işte sonunda o gün gelmiş ve ben Ankara’ya gitmiştim. Teknolojiyle de pek aram olmadığı için açıkçası pek de haberlerim olmuyordu o zamanki gündemden.Gezdim gezdim gezdim… İstanbul’a geri döneceğim için de pek mutu değildim. Havaalanına gittiğimde İstanbul’da deprem olduğunu öğrendim o yüzden uçakların iptal olduğunu duyduğumda içimden teken geçen İstanbul’daki arkadaşlarımı arayıp onlardan haber almaktı. İstanbul’daki arkadaşlarımı,ailemi aradığımda ise hiçbiri telefonuma cevap vermemişti. Ama benim İstanbul’a nasıl olursa olsun gitmem lazımdı. Nasıl gidebilirim diye düşünürken İstanbul’a yakın başka bir şehre geçip oradan geçmeyi düşündüm. Gittim ve kendime bir bilet aldım. Herkes benim gibi İstanbul’a gitmek istediği için uçak fazlasıyla doluydu. Arkadaşları için giden insanlar, kurtarma ekibine girecek insanlar ve ailesini kaybetmiş insanlar. Her birinin orda ağlamasını izlerken biraz daha fark ettim durumu. Uçak yolcuyum bitmek bilmedi gidiyordum gidiyordum da ne yapacağımı, oraya gidince nerede kalacağımı, evimin yıkılıp yıkılmadığını hiçbir şeyi bilmeden gidiyordum.
Oraya vardığımda ise ilk öncelikle evime gittim evim yıkılmıştı. Orada olan kurtarma ekiplerine katılmayı teklif ettim ve gönülü olarak da katıldım.Her gün yüz yüze baktığım insanların o gün cansız bedenlerini çıkarmak belki de hayatımda yaşadığım en kötü ve en acı deneyimdi. O insanların orda cansız bedenlerini çıkarırken aklımdan sadece kafamda ” Aman Allahım! Ucuz kurtulmuşum” lafı yankılanıyordu peki ya bu iyi bir şey miydi? Orada yaşadığım psikolojik baskıdan sonra aslında orada olsam belki de daha az canım yanar diye düşünüyordum. Orada yaşadığımı duyan insanlar bana eşkal yapıp yapamayacığımı sordular. Yaparım dedim. O sırada birinin cansız bedeni koyuldu ortaya. Çocukluğumdan beri beraber büyüdüğüm insan, ev arkadaşımın. Onu görünce kendimi tutamadım. Beni oradan uzaklaştırdıklarında ailemin evine gittim her yer gibi orası da sıkılmıştı. Ama içinden bir ceset çıkmadığını söylediklerinde açıkçası mutlu oldum. Biraz da orada yardımcı olmaya çalıştığımda fark etmiştim ki burası artık benim yaşadığım şehir değildi burası artık ölüler için bir yerdi. Her yer yıkılmı, her yerde ölüler vardı bir de onların başında oturup ağlayan tanıdıkları.
O depremin üstünden 4 yıl geçti. Milyonlarca insan öldü milyonlarca insan onları çıkartırken akli dengelerini yitirdi. Ama yine yapılanmaya başlamıştı şimdi şehir. Zaten hep öyle olmaz mı o an o kadar önemli olan şey artık o kadar da değildi. Ben ise bir sürü arkadaşımı ve bütün ailemi kaybetmiş ve kendi yaşamımı sadece 1 gün ile kurtarmıştım.