Dün akşam ailecek evde oturuyorduk, televizyonda haberleri izliyorduk. Bir süre sonra bir kadın konuşmaya başladı, adı İrem’miş, çocuklarının elinden alındığından ve suçsuz yere hapse gireceğinden bahsediyordu. Ben gerçekten çok üzülmüştüm. Sonuçta ortada bir suçsuzluk varsa bunun kanıtlanabileceğini biliyordum. Sabah olunca erkenden işe gittim. Bir avukat olduğum için bu kadın hakkında bilgi edinebilirdim. Kadının bir avukatı olmadığını öğrendim ve gidip onunla görüşmek istedim. Gerekli kişilerle görüşüp karakola gittim. Kadın çok saf birine benziyordu. Konuşmaya başladık. Bana olan biteni en ince ayrıntısına kadar anlattı. Gerçekten suçsuzdu. Eşinden şiddet görmüş fakat buna kimseyi inandıramamıştı. Çünkü bu dönemde para her şeyi satın alabiliyordu. İnsanlar parayla iyi kötü her şeyi yapabiliyordu, karşılarındaki insanın durumu parayla önemsizleşiyordu ve ben bu durumdan gerçekten nefret ediyorum. Ona bu durumu düzeltmek için elimden gelen her şeyi yapacağımı söyledim. Yüksek mevkide olan kişilerle görüştüm ve kimse yardım etmiyordu. Bu bayanın yardım isteğini resmen kimse duymuyordu. Kendi kendime “Bütün dünya sessizliğe büründü.Bu yarım çığlığını bir tek ben mi duyuyorum?” diye düşünmeye başlamıştım. Araştırmalarımı sürdürdükçe daha çok bilgi edindim ve gidip İrem’in eşi ile konuşma kararı aldım. Yaklaşık bir saatlik konuşmamızın ardından adam şikayetini geri çekti ve İrem bu durumdan kurtuldu. Bana nasıl başardığımı sorduğunda ona olan biteni anlattım, eşinin bazı kuralları ezip geçtiği işlerinden bahsettim. İrem bundan sonra çocukları ile huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşayabilecekti.
Büyük Haksızlık
(Visited 76 times, 1 visits today)