Öncelikle atom bombasının ne olduğuyla başlayalım. Nükleer silah, nükleer reaksiyon ve nükleer fisyon birlikte kullanılmasıyla ya da çok daha kuvvetli bir füzyonla elde edilen yüksek yok etme gücüne sahip silahtır. Genel patlayıcılardan farklı olarak çok daha fazla zarar vermek amaçlı kullanılır. Sadece kullanılan bir silah, tüm bir kenti ya da bir ülkeyi canlı, cansız ne varsa tamamen yok edecek güçtedir. Atom bombası, patlamanın kontrolsüz çekirdek tepkimesi yoluyla sağlandığı bir bomba modelidir. Çekirdek tepkimesi zincirleme ve çok hızlı gerçekleştiğinden ortaya devasa boyutta bir enerji açığa çıkar ve bu da patlama ile beraberinde şok dalgası ortaya çıkarır.
Peki atom bombalarını ülkelerin kullanması yasal mı? Bazı ülkeler bunun saçma olduğunu düşünse de atom bombası üretmek ve kullanmak yasal değildir. Atom bombası dünyanın en korkutucu silahlarından biridir ve çok acı sonuçlara yer açar. Örnek vermek gerekirse. Hiroşima ve Nagasaki’ye atom bombası saldırısı, II. Dünya Savaşı’nın son aşamasında 6 Ağustos 1945 Pazartesi] saat 08:15’te Amerika Birleşik Devletleri nin Uranyum-235 tipi atom bombası “Little Boy” (Küçük Oğlan) ile Hiroşima’ya ve 9 Ağustos 1945 (Amerikan kaydına göre 10:58’de, Japon kaydına göre saat 11:02’de), Plütonyum-239 tipi atom bombası “Fat Man” (Şişman Adam, resmî adıyla Mark III) ile Nagasaki’ye gerçekleştirdiği saldırı. Nagasaki’ye düzenlenen atom bombası saldırısı ile birlikte askeri tarihte gerçekleştirilen tek nükleer saldırıdır. Atom bombasının kullanımı yasağına karşın bazı ülkeler dünya barışının korunabilmesi için daha dar alanda etkisi olan küçük atom bombaları geliştirilmesi gerektiğini düşünüyor. Atom bombasının boyutu ne olursa olsun etkisi değişmeyecektir. Kullanılan atom bombası her türlü büyük zararlar verecektir. Dünya barışının korunabilmesi için alınabilecek tonla önlem varken hala atom bombası seçeneğini seçmek gerçekten geleceğimiz için düşündürücü. Bombanın kullanımı ardından olan olaylar da herhangi bir saldırı asla unutulmamıştır. ABD yönetiminin, savaş sürerken atom bombası kullanılmasını “Sovyet tehdidini” gerekçe göstererek onaylaması dikkati çekiyor.
Doğu Avrupa’dan sonra Doğu Asya’da da Sovyet tehdidinin yaygınlaşmasının ABD Başkanı Harry Truman’ın atom bombası kararında etkili olduğu biliniyor.
Savaşın kırılma noktaları olarak bilinen atom bombaları, Japonya’nın teslim olmasının yanında uluslararası ilişkilerin de dönüşüm geçirmesine sebep oldu.
ABD ve Sovyetler, 1950’ye kadar geliştirdiği daha kuvvetli hidrojen bombalarını kıtalar arası balistik füzelere (ICBM) nasıl monte edeceğini formüle etti.
“Aşırı güç kullanabilme” çağına adım atan dünya, 1960-1990 dönemini nükleer savaşın gölgesinde yaşadı.
Böylece dünya, iki nükleer gücün birbirlerine “doğrudan” savaş açma cesaretini gösteremediği “Soğuk Savaş” dönemine girdi.