Gün geçtikçe elimizdeki cihazlar daha iyi bir hal alıyor. Bunlardan hepimizin en iyi bileceği kameralar. Artık ciddi bir şekilde fotoğrafçılık tarzı işlerle uğraşmayan insanların hemen hemen hepsi telefonlarındaki kameraları kullansa da bunlar bile son yıllarda oldukça geliştiler. Fakat fotoğraflar ve videolar gibi her şeyin kalitesi arttıkça cihazlarımızda kapladıkları yer o kadar artıyor. Bazı insanlar bunu düşününce bu durumun kendilerine sıkıntı yaratacağını düşünebilir. Ama bu yeni bir sorun değil ve fazlaca çözümlerin bulunmuş olmasıyla birlikte yenileri de hala geliştirilmekte.
Muhtemelen kullandığınız bilgisayarda aşağı yukarı 500 GB kadar bir hafıza kartı var. Telefonlardan örnek vermek gerekirse yeni çıkan iPhone modelleri 64’ten 512 GB’ye kadar çıkan kapasitelerle geliyor. Eğer biraz düşünecek olursanız bu kadar fazla hafızası olan cihazları cebimizde taşıyabilmemizin oldukça yeni bir durum olduğunu fark edebilirsiniz. 1957’de yapılan ilk hard disk sadece 3.75 MB’lik bir hafızaya sahip olmakla birlikte 2 metreküplük bir alan kaplıyordu ve neredeyse 1 ton ağırlığındaydı. Bu cihaz çektiğiniz fotoğraflardan belki anca bir tanesini tutabilecek bir alana sahipken telefonlarınızda yüzlerce, hatta belki binlerce fotoğraf tutabiliyorsunuz. Bu gelişimin nasıl yaşandığını anlamak istiyorsanız önce bu cihazların nasıl çalıştığını biraz da olsa bilmeniz lazım.
Çoğunuzun sahip olduğu hafıza cihazı muhtemelen hard disklerdir. Bunların nasıl çalıştığını basitleştirerek anlatmak gerekirse, diskin üzerindeki bölgeler manyetik durumlarına göre 1 veya 0 ifadelerini alıyorlar. Bu 1 ve 0’lardan milyonlarcasını bir araya getirince elinizdeki fotoğraflardan biri oluşabiliyor. Elinizdeki cihazlarda bu noktalardan milyarlarca var. Ve tahmin edebileceğiniz gibi bir cihazın kapasitesini arttırmak için bu noktalardan daha fazlasının olması gerekiyor. Ama maalesef bunu yapmak göründüğü kadar basit değil.
Bu noktaların sayıca artması aynı zamanda küçülmeleri anlamına geliyor ve belirli bir boyutun altına indikten sonra ortaya çıkan durumlar ve yapılabilecekler oldukça karmaşık bir hal oluyor. Buradan sonrasını anlamak ve geliştirmek bu konuda özellikle uzmanlık gerektiriyor ve muhtemelen büyük bir çoğunluğumuz bu uzmanlardan biri değiliz. Bu cihazlar ilk çıktıkları andan beri o kadar geliştiler ki artık genel bir kitlenin ne yapabileceği konusunda kafa yorması anlamsız. Nasıl çalıştıkları ve ne tür sıkıntıları olduğu hakkında yeterince bilgiye çoğumuz sahip değiliz.
Elimizdeki cihazların sürekli olarak kapasitelerinin artıp boyutlarının küçülmesi zaten böyle bir gelişime ihtiyaç duyulmasının sonucunda oluyor. Fotoğraflar daha kaliteli olup daha çok alan kaplıyorsa, oyunlar daha büyük ve daha detaylı hale geliyorsa elbette ki ihtiyacı karşılayacak ürünler çıkacaktır. Kapasite artırılması oldukça karmaşık bir işlem olmakla birlikte zaten sadece bunun üzerine yoğunlaşmış uzmanlar var. Pek de etkilenmeyeceğiniz bir durum üzerine kafa yormanın pek de mantıklı olduğunu düşünmüyorum. Muhtemelen birkaç sene sonra şu anda sahip olduğumuz cihazların birkaç katı kapasiteye sahip olan ürünlerle dolaşıyor olacağız zaten.