Burası Neresi?

Yine çok normal bir günde uyandım. Her şey çok güzeldi; güneş bana gülümsüyordu, ağaçlar yemyeşildi ve bulutlar pamuk gibiydi. İçimden bir ses, “Havaya uçsam da o pamuk gibi buluttan bir parça alsam.” diyordu. Ne güzel hayal gücüm var. 😉

Her sabah yaptığım gibi kalkar kalkmaz alarmımı durdurdum, elimi yüzümü yıkadım, üstüme okul kıyafetimi giydim ve hızlıca kahvaltımı yaptım ki okul otobüsüne yetişeyim diye. Okul otobüsüne bindim, her şey hâlâ normaldi ta ki okula gelene kadar…

Okul otobüsünde çok yakın bir arkadaşım var, ismi kıvırcık. Gerçek ismi Deniz ama saçları Arap saçı gibi olduğu için biz ona “kıvırcık” diyoruz. Otobüse en yavaş binen ve en son aldığımız kişi kıvırcıktı. Çok sakin ve yavaş biri olduğu için evde veya başka bir yerde hiçbir şeyini unutmuyor. Neyse ki ben de çok unutkan biri değilim. Sadece bisikletimi sokakta unutmuş, annemin yurtdışından kendisine özel yaptırdığı kolyeyi, babamın en pahalı parfümünü kaybetmiştim. Bunda ne var ki? Tamam, kabul ediyorum, biraz fazla ama… Neyse, onu boş verelim çünkü şimdi anlatmaya kalksam herhalde seneye biter. 🙂

Kıvırcıkla birlikte okul otobüsünden indiğimizde çok garip bir şey fark ettik. Okul kapısının önünde bir yazı yazıyordu: “Buraya adım attığınız gibi okulu siz yaratacaksınız.” Biz kıvırcıkla bunun çocukların işi falan olduğunu düşündük. Her neyse, içeri girdik ve bir anda havaya ışınladık! Sanki o pamuk gibi bulutların üstünde gibiydik. (Gerçekten de öyleydi.) Kıvırcık korkudan çığlık attı. O kadar yüksek sesle bağırdı ki resmen insan duyumunun ötesindeydi. Kıvırcığı hiç kimse duymadı. Kimse duymayınca korktuk ve yardım almak için etrafımıza baktık. Bir de ne görelim, herkes havada okula kuş bakışı bir şekilde bakıyordu. Biz oradaki öğrencilere sorduk: “Burada ne yapıyorsunuz?” diye. Üçüncü sınıf bir öğrenci bize “Burada kendi istediğin okulu yaratıyorsun.” dedi. Biz ilk başta garipsedik ama iki saniye sonra karşımıza bir ekran çıktı. Ekranda, “Okulunuzu yaratmaya başlamak için buraya tıklayın.” diyordu. Ben merak edip bastım ve karşıma; bilirsiniz, hani böyle oyunlar olur, sen kendi evinin hem içini hem de dışını yaratırsın. İşte onun gibi ama daha farklı. Mesela burada ders ve teneffüs süresini, hangi gün hangi yemek olacağına kadar yazıyordu.

Ben ilk olarak ders ve teneffüs süresine girdim: dersler 40 dakika, teneffüsler 15 dakika olacak şekilde ayarladım. Sonra bahçeyi koskocaman yaptım ve bir tane de kocaman bir labirent yaptım. Aklıma gelmişken, öğle teneffüsü ve okulun başlama ve bitiş saatini ayarlamaya geldi: öğle teneffüsü 50 dakika, okul başlama saati 08:30, okul bitiş saati 15:35 olarak düzenledim. Bence çok güzel oldu, ben açıkçası beğendim. Hay aksi, az kalsın unutuyordum, okulda her sınıf için yüzme dersi de olacak.

Yaşasın, çok güzel oldu! Artık okuldan hiç çıkmak istemiyorum. Bir de unutmadan, hocalar tatlı, öğrenciler saygılı ve sınavların daha bizim düzeyinde olmasını istiyorum. İşte şimdi bitti, umarım buradan asla ayrılmam! Olleyy 😉

(Visited 14 times, 1 visits today)