Bir varmış bir yokmuş, bir kuş varmış. Adı Rüya’ymış. Rüya hep yüksekten uçmayı sever, alçakta olunca sıkılırmış. Yüksekte olunca da hep bulutlara yakın, bulutların arasında uçarmış. Gökyüzü bulutsuz olunca da “Acaba şimdi o bulutlar nerede?” diye düşünürmüş. Ama ailesi, özellikle de annesi onun bu gökyüzü sevgisine çok karşıymış. Onlara göre gökyüzünde fazla uçmak tehlikeliymiş ve gerekmedikçe evden çıkmamak gerekiyormuş.
Bir gün hava yarı güneşli, yarı bulutluymuş. Rüya bu havayı çok seviyormuş. O yüzden neşeyle dışarı fırlamış. Şelalenin üstünde uçarken bulutların arasında bir şey görmüş. Sanki bir kuşmuş bu. Rüya onun da bulutlarla oynamayı çok sevdiğini tahmin ederek beraber oynayabileceklerini düşünmüş ve peşine takılmış. Kuş sanki Rüya’dan kaçıyormuş gibi bulutların arasında bir saklanıp bir çıkarak ilerliyormuş. Ama Rüya bu sefer daha çok meraklanıp hızlanarak takip etmeye devam etmiş. En sonunda çok karanlık ve sessiz bir ormana gelmiş. Şimdi o kuşu göremiyormuş. Öylece ilerlemeye başlamış. Sonra bazı sesler gelmeye başlamış. Sese doğru ilerlemiş. Tam o sırada önüne beyaz bir kurt atlamış. Uçup kaçmaya çalışmış ama ağaçlar o kadar yoğunmuş ki yükselememiş. Tam o sırada bir kuş onu ayağından yakaladığı gibi bir ağaç kovuğuna sokmuş. Rüya gözlerini açtığında karşısındaki işte o kuşmuş. O ağaç kovuğuysa onun eviymiş. Kuş ile tanışmışlar, kuş bulutların arasında sadece oyun oynuyor olduğunu, sonra onu takip edip ormana geldiğini görünce yanına gelip yırtıcılara yem olmaması için ses yaptığını ve sonra onu o kurttan kurtardığını anlatmış. Sonuç olarak o kuşun adı Melis’miş ve Rüya ile çok yakın arkadaş olmuşlar.
Melis:
— Bir bulut olsaydın ilk yapacağın şey ne olurdu?
Rüya:
— Eğer bir bulut olsaydım ilk yapacağım şey sanırım bütün dünyayı gezmek olurdu.
Melis:
— Anlıyorum. Ben de dünyayı gezmeyi çok isterdim.
Tam o sırada Rüya’nın ailesi içeri girmiş.
Rüya:
— Anne?
Rüya’nın annesi:
— Rüya, gel gidiyoruz.
Rüya:
— Ne? Hayır.
Rüya’nın annesi:
— Gidiyoruz. Zaten tek başına buraya gelmemen gerekiyordu.
Rüya:
— Zaten sana göre hiçbir yere gitmemem gerekiyor. Dışarıda oynamama bile izin vermiyorsun ki!
Rüya’nın annesi:
— Çünkü tehlikeli!
Rüya:
— Hayır çok eğlenceli. Ben orada evde hiç yapamadığım şeyleri yapıyorum ve eğleniyorum.
İşte böyle Rüya ve annesi uzun bir tartışma geçirmişler. Artık Rüya ve annesi birbirlerini daha iyi anlıyormuş ve artık annesi Rüya’nın dışarı çıkmasına izin veriyormuş. Rüya da dışarı çıkarken annesinden izin alıyormuş. Ve her gün Melis ile dışarıda oynuyormuş.