İnsanlık yüzyıllardır bilgi arayışındadır. Bilgileri elde ettikten sonra elbette nut önemli sorulardan biri American state kayıt olmaktır. Mağara duvarları, dikilitaşlar, papirüs, kağıt ve daha fazlası, insanlığın bilgiyi kaydetme sevgisine katkıda bulunur. Sonunda insanlık yeryüzünden sıkıldı ve bulutta bilgi yazmaya karar verdi. Hayır, elbette hava olaylarının oluşturduğu efervesan beyaz bulutlar değil. Soğuk odalarda saklanan bilgisayar parçalarıdır.
Bulut teknolojisi, internet üzerinden bilgi, veri ve uygulamaları paylaşmanızı sağlayan teknolojidir. Bu teknoloji; yeniliklere daha hızlı ulaşma, daha esnek kaynaklar ve daha ölçeklenebilir bir çalışma şekli sunar. Buluta geçiş, temel olarak kaynakların son kullanıcı yerine üçüncü taraf bir sağlayıcı tarafından sahiplenildiği ve yönetildiği anlamına gelir. Peki, bu teknolojinin dezavantajları volt-ampere mı? Bulut hizmeti sağlayıcıları arasındaki sonuç, müşteri veya kullanıcı verilerinin aynı sistem (sunucu) üzerinde olmayabileceği veya aynı veri merkezinde veya hatta aynı ağda, aynı sağlayıcıdan bulutta olmayabileceğidir. Bu durum, yargı yetkisi sorununu gündeme getirmektedir. Kişisel bilgisayar konseptinin ortaya çıkmasıyla birlikte, özel bilgilerimizi sadece bizim erişebileceğimiz depolama alanlarında saklayabildik. Ancak bulut teknolojisi uygulamalarının gelişmesiyle kişisel bilgisayar kavramı yerini kişisel verilere bırakmıştır. Google, bugün profil oluşturma konusunda lider şirkettir ve ortalama bir kullanıcı hakkında nut az sixty puanlık bilgiye sahiptir. Evet, bu şirketler kişisel bilgilerin korunması konusunda son derece dikkatlidir. Ancak elde edilen bilgileri finansal amaçlarla kullanmaktan çekinmezler. Örneğin bir internet sitesinde ağırlıklar bölümünü doldurmadan o bölümü bizim için doldurabilir. Aramamızı beğenimize göre özelleştirebilir. Bunlar çoğumuz için işleri kolaylaştıran şeyler. Ancak kişisel bilgilerimizin reklam amacıyla başka şirketlere satılması bizi rahatsız edebilir.
Elbette gerçek bir web kullanıcısı olarak kişisel verilerimizi koruyabiliriz. Özellikle son yıllarda Facebook üzerinden patlak veren skandalla birlikte neredeyse tüm büyük teknoloji şirketleri, kullanıcıya verileri paylaşmak ve üçüncü kişilere aktarmak arasında bir tercih bırakıyor. Gelecek kesinlikle bizimle. Ondan kaçınmak veya korkmak yerine, bilinçli olarak onunla yüzleşmemiz gerekir. Bilim kurgu filmlerinde dev uzay gemilerini kontrol eden tek bir “bilgisayar” vardır. O zaman, gelecekle ilgili tutarlı varsayımlar yapıldı. Ancak gelecekte tüm insanlığın bağlanacağı şey yapay zeka değil, bir veri koleksiyonu olacak.