Dünyada ve ülkemizde değişen iklim koşulları yaşamımızın doğal bir parçası haline geldi. Bir sabah kalktığımızda hava 30 derece, sıcak ve güneşliyken, ertesi sabah kalktığımızda 15 derece, soğuk ve kapalı bir havayla karşılaşır olduk. Havadaki bu ani değişimler insanların ruhsal durumunu kuşkusuz etkilemektedir. Peki hava durumuyla, insan psikolojisi, ruh hali arasında nasıl bir ilişki vardır? Havalardaki ani değişimler sonucunda biyolojik ve ruhsal değişimler yaşamaktayız. Örneğin yağmurlu bir günde daha karamsar ve üzgün hissederken, güneşli ve açık havalarda daha neşeli ve enerjik hissedebiliriz. Yapılan araştırmalara göre; havadaki ani değişimler sonucunda depresyon, aşırı duygusallık, hassaslık veya çatışmaya meyilli olma durumu, yorgunluk hali, eklem ve baş ağrıları, uykuya dalmada problemler veya aşırı uyuma, yeme değişimleri gibi kişiden kişiye göre farklılık gösteren durumlar ortaya çıkabiliyor.
Hava durumu, psikolojimizi çeşitli şekillerde etkiliyor. Bu durumun nedeni ise tam olarak açıklanabilmiş değil. İhtimallerden birisi, havanın duygu durum halimiz üzerindeki etkileri ağırlıklı olarak fizyolojik olabilir. Fazla sıcak, ısı düzenleme kapasitemize aşırı çalışma yükü bindirerek bizde bir rahatsızlığa neden oluyor ve bu da tahammülsüzlüğü ve asabiyeti ortaya çıkarıyor olabilir. Bir diğer etken, dünyanın en büyük enerji kaynağı olan güneşin bizlerin biyolojik ve ruhsal durumlarını etkilemesidir. Peki, neden güneş insanları etkiler? Yapılan araştırmalarda güneş ışığının vücudumuzda ki serotonini arttırdığı bilinmektedir. Serotonin ise psikolojimizin dengede kalmasını sağlayan, zindelik, mutluluk, canlılık hissi veren, uyku döngümüzün düzenlenmesine yardımcı olan dikkatimizi toplamamızı destekleyen, beyindeki hücreler arasındaki iletişimi sağlayan bir kimyasaldır. Kısaca halk arasında kullandığımız adıyla mutluluk hormonu da denir. Serotonin eksiliğinde, yorgun ve sıkılgan ruh hali, kaygıların artması, mutsuzluk, uykuya dalmakta veya uykuya geçişlerde güçlük çekme gibi durumlar ortaya çıkabilmektedir. Yapılan bir araştırmaya göre, özellikle güneş ışınlarının daha az olduğu kuzey ülkelerinde insanların daha çok depresyona girdiklerini, depresyon tedavisinde “fototerapi” denilen “ışık tedavisi” uygulandığını kaydedilmiştir. OMÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı olarak hava durumu ve insan psikolojisi arasındaki ilişkiyle ilgili yapılan bir araştırmaya göre, acil servise başvuran hastaların dosyalarının incelendiğini, acil servisteki intihar olgularıyla ilgili bin 119 dosyanın meteorolojiden alınan hava raporları ile karşılaştırıldığını, intiharların bahar ve yaz aylarında daha fazla olduğunu, nem, ısı, güneş ışığının yoğunluğu ve süresi, atmosferik basınç ve bulutluluk oranı ile intihar girişimleri arasında ilişki olduğu tespit edilmiştir. Örneğin Karadeniz Bölgesi’nde bahar ve yaz aylarında kapalı gün sayısının diğer bölgelere göre fazla olduğu biliniyor, intihar vakalarının yaşandığı günlerde ise hava durumuna bakıldığında genellikle güneş ışığının az geldiği kapalı havalar olduğunu görülmektedir.
Sonuç olarak hava durumunun üzerimizde bıraktığı duygular, ruhsal ve fiziksel sağlığımızı fazlasıyla etkilemekte. Kimi zaman evden dışarı bakıp yağmurun yağışını izlemek keyif verirken kimi zaman da o yağmurun altında kalıp hüzünlenmek, insan psikolojisinin sınırsızlığını, değişkenliğini ve eşsiz olduğunu bize kanıtlarıyla sunuyor.