İlk maaşınız cebinizde. Ailenize yemek ısmarladığınız gün babanızın gözündeki parıltı mıdır, yoksa aylardır hasretiyle tutuştuğunuz kişinin kokusunu içinize çeke çeke sarıldığınız anda o kişinin gülüşündeki sıcaklık mıdır mutluluk?
Aylarca çalıştığınız, çabaladığınız, uğrunda fedakarlıklar yaptığınız işin gerçekleşmesi mi yoksa yeni doğan bebeğinizin kollarınızdaki ilk kahkahasını işitmek mi?
Ya da bunlardan tamamen farklı bir anda, en sevdiğiniz yemekten aldığınız bir küçük ısırığın ardından damağınızda kalan o hoş tatta belki, belki de çok acı bir şey yedikten sonra içtiğiniz bir yudum ayranın içinizde bıraktığı ferahlıktadır mutluluk.
Köpeğinizin koşarak üzerinize atlamasında, okuduğunuz bir kitabın son sayfasında, kendinizi bulduğunuz bir şiirin saklı anlamlarında, ekşi bir şekerin ağzınızda bıraktığı nahoş tatta, soğuk bir havada içtiğiniz sıcak çikolatanın son yudumunda, çalmaktan keyif aldığınız bir şarkının notalarında, dans ederken akan ter damlasında, spor yaparken kaslarınızda hissettiğiniz ağrıda, her yerde, her şekilde…
TDK için ise, ‘ Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, mut (I), ongunluk, kut, saadet, bahtiyarlık, saadetlilik.” Yalın, bir o kadar da karışık bir tanıma sahip bir kavram: mutluluk.
2017’de yılın en çok satan 10 kitabı arasında bulunan Simyacı’nın yazarı Paulo Coelho da mutluluğu şu sözlerle tanımlamış:
“KENDİNDEN BAŞKA BİR ŞEYE NE KADAR ÇOK BAĞIMLI OLURSAN, O KADAR AZ MUTLU OLURSUN. MUTLULUK KENDİNE YETEBİLMEKTİR.”
Einstein’in 1. 56 milyon dolara satılan mutluluk formülü ise şu şekildedir,
“SAKİN VE MÜTEVAZI BİR YAŞAM, BAŞARI PEŞİNDE KOŞMANIN NEDEN OLDUĞU DAİMİ HUZURSUZLUKTAN ÇOK DAHA FAZLA MUTLULUK GETİRİR.”
Farabi ise mutluluğu şu şekilde görmektedir,
”İNSAN MUTLU OLMAK İÇİN YARATILMIŞTIR. SINIRLI OLSA DA MUTLULUĞU TEK BAŞINA GERÇEKLEŞTİREBİLİR. İYİ DAVRANIŞLARININ HEDEFİ MUTLULUKTUR VE DAVRANIŞLAR SADECE ERDEMLE YÖNLENDİRİLİRSE MUTLU OLUNABİLİR.”
Başarılı bir yazar, dahi bir bilim insanı ve ünlü bir düşünürün mutluluk tanımları neden birbirinden bu kadar farklı? Ortak bir mutluluk tanımına ulaşmak neden bu kadar zor? Mutluluk deyince herkesin aklında sımsıcak bir gülümseme ve benzer duygular canlanırken tanımını neden bu kadar öznel? Mutluluğu rasyonel sınırlandırmalarla şekillendirip formülünü çıkarmak mümkün mü?
Bu soruların cevabının olumsuz olmasının sebebini rahatlıkla imkan farklılıklarına bağlayabiliriz.
”Ucuz deriye alerjim var.”
Yukarıdaki iki fotoğraf ve ardından gelen video birbirinden ne kadar farklı değil mi? Fotoğraflar dalga geçmek amacıyla biraz abartılmış olsa da aradaki çarpıcı fark aslında neden mutluluk tanımlarımızın farklı olduğunun bir kanıtı. Eşit imkanlara sahip olamadığımız ve eşit koşullarda yaşamadığımız için anlayışlarımız, hayata bakış açımız ve ihtiyaçlarımız değişiklik gösteriyor bu bağlamda da zevklerimiz şekilleniyor.
Farabi, 8 ve 13. yüzyıllar arasında; Einstein 20. yüzyılda yaşamıştır. Paulo Coelho ise günümüzde hala daha yaşamaktadır. Bahsi geçen üç önemli insanın farklı dönemlerde yaşamış olması üçünün de farklı mutluluk tanımlamalarına sahip olmasının başlıca kanıtlarındandır diyebiliriz.
Peki, mutluluğun imkanlar, dönemler kısacası bütün ölçütler göz önünde bulundurularak rasyonel sınırlandırmalarla şekillendirilmiş bir formülünü bulmak mümkün müdür?
Bu konuyla ilgili kısa bir araştırma yaptığımızda karşımıza bir vatandaşımızın sunumu çıkıyor. Bir elektronikçi olan bu kişi, kendi bildiği formüllerden birini mutluluğa uyarlamış ve karşımıza aslında çok mantıklı ve nispeten daha somut bir kavram çıkmış.
Kaynaklar: