Bu Kadar Adrenalin Yeterli

Merhaba, ben Eliz. Beni tanıyanlar bilir bisiklet sürmeye her şeyden çok bir tutkum var. En son günlerde belediyenin hazırladığı bisiklet sürme yarışına katılayım mı yoksa katılmayım mı diye kafa yoruyorum. Katılmak istiyorum ama bir yandan da endişeliyim. Anne ve babama danıştım. Emin değilim ama sanırım bunu deneyebilirim sonu kötü olsa da. Yarışmaya üç hafta kala sonunda yarışmaya katılmak istediğimi gösteren bir dilekçe yazdım ve babamdan dilekçemi belediyeye göndermesini rica ettim. Babam da beni kırmayıp seve seve dilekçemi belediyeye yolladı. İki gün sonra beklediğim haber geldi belediye dilekçemi kabul etmişti. Şimdi yeni bir sorumluluğum vardı. Artık oyalanmadan çalışmalara başlamam gerekiyordu.

Çalışmalarımdan daha beş gün geçmişken bir sürü hata yapmıştım. Ya bunlar yarışmada da olursa diye bir an düşündüm ama sonra kendimi toplayıp çalışmalarıma devam ettim. Yeni hedefim daha az hata yapmaktı. Çok heyecanlıydım ve sadece bir hafta iki günüm kalmıştı. Zaman çok hızlı geçiyordu. Ama benim bunu düşünecek zamanım bile yoktu. Çalışmalarım dünden beri çok iyi gidiyordu esneme hareketleri, koşular ve ayak hareketleri de iyi gidiyordu. Ayrıca her sporcunun yapması gerektiği gibi de beslenmeme dikkat ediyordum. Yarışma sadece iki gün içinde başlayacaktı ve ben kendimi hazır hissetmiyordum. Yarışma günü geldi çattı. Yarışma dağlık bir bölgede yapılacaktı. Çok gergindim. Diğer yarışmacıları izlemek bile benim gözümü korkutmuştu. Bir an için oradan kaçmak istedim. Bizim sıramız gelmişti yarıştığım kişilerin hepsi benden daha büyüklerdi. Ama bir kere karar vermiştim ordan kaçıp gidemezdim. Onlar benim gözümü korkutamayacaklardı ben hazırdım. Kaskımı, dirsekliklerimi ve dizliklerimi taktım bisikletime bindim ve yarışın başlamasını bekledim. Herkes yerlerini almıştı. Hakem ”1, 2, 3, başla” diye bağırdı. Herkes gibi ben de kazanmak için bisikletimi sürmeye başladım. Gerçekten kazanmak istiyordum. Parkur düşündüğümden daha zordu… Bitirmeye çok yaklaşmıştım. Bitişi, ailemi ve bir sürü aileyi görebiliyordum. O sırada beni onbir oniki yaşları arası bir çocuk geçti. Çok hızlı gidiyordu. Biran moralim bozuldu ama vazgeçmedim ve pedalları son gücümle çevirdim. Şanslıymışım ki son anda onu geçtim ve birinci oldum. Hayatımın en heyacanlı anıydı diyebilirim. Beni ve benden sonra gelen iki kişiyi madalyalarını vermek için yanına çağıran kişi madalyalarımızı verip bizi tebrik etti.

(Visited 10 times, 1 visits today)