Çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmalıyız! Sürekli dile getirilen bu cümle için büyüklerimiz neler yapıyor? Ben ve benden sonraki nesiller için yapılması gerekenleri kısaca anlatmak istiyorum.
Öncelikle, dünyanın ekolojik dengesi gün geçtikçe bozulmaktadır. Bunun sebeplerinin başında, ağaçların kesilerek çarpık kentleşmeye müsaade edilmesi geliyor. Çok katlı binaların, şehir içindeki düzensiz yapılaşması yağmurların yağmasına engel olmaktadır. Yağışların olmaması, beraberinde kuraklık ve susuzluğu getirecektir. Çevrenin temiz tutulmaması, çöplerin yerlere atılması mikropların üremesini kolaylaştırmaktadır. Bu olumsuzlukların üzerine bir de susuzluk eklenince yaşanabilir bir dünyadan bahsetmek daha da zorlaşmaktadır.
Toplu taşıma araçlarını kullanmak yerine her aile bireyinin özel aracını kullanması çevreyi kirletmeye oldukça fazla katkıda bulunmaktadır. Maalesef bunu yaparken egsoz dumanının çoğalmasına katkıda bulunduklarını düşünmüyorlar. Sanayi bölgelerinin, şehir dışındaki bölgelere taşınması bizi zararlı gazlardan biraz olsun koruyacaktır. Ama henüz böyle bir girişimde bulunulmamaktadır; özellikle İstanbul, buna çok güzel örnektir. Fabrikaların birçoğu şehir merkezinde yol kenarlarındadır. Bacalarında filtre olmadığı için bütün zehirli gazlar havaya karışmaktadır ve buna hiçbir önlem alınmamaktadır. Daha güzel ve yaşanabilir bir dünya için yeşillendirme çalışmaları yapılıp ağaç dikilmesine önem verilmesi gerekmektedir.
Eski bir atasözünü hatırlatmak isterim; Az laf çok iş!
Büyüklerimizin bize yaşanabilir bir dünya bırakması için konuşmak yerine önlemler almalarını diliyorum.