Televizyon bir kitle iletişim aracı. Buda romanların daha fazla ilgi çekmesini sağlıyor. Ama sizce bu dizilerin ne kadarı gerçek…
“Türk milleti ancak bundan anlar” diye reyting kazanmak için güzelim hikayeleri değiştirdik. Örneğin “Masumlar Apartmanı”. Gülseren BUDAYICIOĞLU’nun Madalyon’un İçi adlı romandan uyarlanmış bir dizi. Olayın aslı şöyle: Sevgi görmeyi bekledikleri annelerinden şiddet gören kızların yaşam öyküsü. Ben diziyi asla kötülemiyorum. Sadece “Türk milleti bundan anlar” deyip, olayla alakasız bir aşk hikayesi eklemek biraz saçma. Asıl olay bastırılmış, kurgu kısmı ise ön plana çıkmış. Kurgu kısmı ise zengin kız, fakir oğlan yerine zengin oğlan fakir kız klişesi. Başka bir örnek ile devam edeyim. “Kırmızı oda”. Bu da yine Gülseren BUDAYICIOĞLU’nun Madalyon’un İçi adlı romandan uyarlanmış bir dizi. Baş rolümüz bir psikolog. Yani Gülseren BUDAYICIOĞLU. Farklı kişiler gelip , seans misali dertlerini anlatıyorlar. Diziyi çok izlemediğim için yorum yapmıyorum. Ama kurgu kısmı daha az ön plana çıkmış bir dizi.
Uzun lafın kısası; Türk milleti ancak bundan anlar diye güzelim romanları heba ettik. Türk milleti, her neyin başına “Gerçek bir hayat hikayesinden…” yazılsa inanıyor zaten. O yüzden çoğu insan ;-“Aman, nasılsa dizisi var ; kitabını niye okuyayım?” kafasında. Cevabı ise çok basit: “GERKÇEKLERİ ÖĞRENMEK İÇİN!”