İnsana saygı duyan, umut ikliminde yeşermiş bir ülke var hayalimde. Yolları dik ve sarp olsa da ben düşlerimde çalışmaya başladım bile. Bu yolları aşmak için birçok şeyi yaşayacağımı biliyorum. Her şeyi göze aldım. Nazım Hikmet Ran’ın “Nikbinlik” adlı şiirinde betimlediği gibi. İnanıyorum, yürekten inanıyorum. Güzel günler göreceğiz benim ülkemde.
Hazır olun ya da olmayın, bir gün benim hayallerim gerçekleşecek. O gün geldiğinde gün doğumları ve gün batımları, dakikalar, saatler, günler önemli olmayacak. Zenginliğiniz, ününüz ve geçici gücünüz yanınızda olmayacak. Sahip olduğunuz maddi değerlerinizin de hiçbir önemi kalmayacak. Kıskançlıklarınız, kininiz, öfkeleriniz, hayal kırıklıklarınız ve ön yargılarınız yok olacak. Şu an çok önemli olan kazançlarınız hiçliğe karışacak.
Benim hayal ülkemde, güzel ya da zeki olmanızın hiçbir önemi yok. Cinsiyetinizin ya da derinizin renginin de bir önemi olmayacak. Her yerde bilginin, emeğin, eşitliğin, dürüstlüğün, saygının, merhametin, kısacası “kendin” olmanın erdemleri var olacak. Birbirine sarılmanın kıymetli olduğu bir ülke olacak. İnsanlar renkli giysiler giyinecek ve rengini belli etmekten korkmayacak. Kendisiyle, ailesiyle, tarihiyle, diliyle, diniyle gurur duyacak, utanmayacak. Huzurlu, güvenli, adaletli, aydınlık bir ülkede yaşayacak.
Herkes kendisini, başkasını anlamaya mecbur hissedecek ve birbirini yürekten selamlayacak. Erkekler, kadınların ve çocukların çok değerli olduklarını anlayacak, onlara merhamet ve sevgiyle yaklaşacak. İnsanlar yüreklendirilecek ve kimsenin dediğini yapmaya mecbur bırakılmayacak. Doğruluk, dürüstlük, fedakârlık ve cesaretle atılmış her adımla, başka yaşamlar zenginleştirilecek. Açlık ve yoksulluk ne demek kimse bilmeyecek. Sevginin gücü, karşılaşılan hiç kimseyi ayırt etmeden herkesi içine alacak.
Ülkemde herkes okuyacak. Bencillik ve cehalet yok olacak. İnsanların arasında tek tartışma konusu, yeni yazılmış romanlar üzerine olacak. Yazarın, hangi açılardan, hangi yöntemlerle yaklaştığı sorgulanacak. Kütüphaneler, insanların buluşma yeri olacak.
Kültür ve sanatı köksüzleştiren değil onlara gözü gibi bakan, dahası sanatın herkes için ulaşılabilir olduğu bir ülke olacak. İnsanlar yolda yürürken duygu yüklü şiir ve şarkılardan, etkileyici film ve tiyatrolardan, güzel sanatlardan konuşacak. Sokak aralarında gülümseyerek özgürce dans edecek.
Ben inanıyorum hayallerimdeki ülkeye. Çünkü inançlar, hayaller, dilekler ve ümitler her zaman gerçeklerin gücünden fazladır. Onlar, kalbin derinliklerinden gelir ve bizlere kılavuzluk eder. İnsanın bütün hücrelerini titreten bir coşku hali yaratır ve insanı heyecanlandırır. O yüzden var benim hayallerimdeki ülke. Gerçekler budana budana ıztırap verse de hayalimdeki ülkeye olan inancım, köklerim kadar kuvvetli.