‘’Her insan içinde iyilik ve kötülük ile doğar önemli olan yola hangisiyle devam ettiğin.’’
İnsan içinde iyilik ve kötülük ile doğmaz bana sorarsanız. Eğer bu savdan yola çıkarsak insan doğasının iyi veya kötü olduğunu varsaymış oluruz ki bence insan doğası iyi veya kötü değildir ayrıca insan doğuştan iyi veya kötü olma olasılığıyla doğmaz, bu çok ikili bir yaklaşımdır fakat bana kalırsa iyilik ve kötülük bir ikilem değil spektrumdur. Eğer ikili açıklanabilen bir kavram olsaydı iyilik ve kötülük kavramı tıpkı bir ağacın dallarına benzerdi. Böylece yaptığımız her hareketi ver her seçimi bir dal olarak iyi ve kötü şeklinde gruplandırsaydık, diyelim ki ölene kadar üç tane hareketimiz olsaydı bu da demek oluyor ki bizim ölene kadar sekiz tane olasılığımız var. Bu olasılıklardan sekizde biri iyi olabilir ve sekizde biri kötü olabilirken geri kalan sekizde altılık kısım arada kalmış olurdu. Bu sayının sekiz olasılık değil de bir milyon olasılık olduğunu düşünün ki bu sayı ancak birkaç günde gerçekleştirdiğimiz davranışlar olabilir. Şimdi içinden hiç seçim yapmasak ne olur dediğini duyar gibiyim, işte o anlarda bile seçmemeyi seçiyoruz aslında. Ne kadar çok seçim var değil mi ve biz bu seçimlerin sadece bir milyonda birinde saf iyiyiz bir milyonda birinde saf kötüyüz peki geri kalan dokuz yüz doksan dokuz bin dokuz yüz doksan sekizinde neyiz? Sonuca baktığımıza saf iyilik veya saf kötülük olmadığı gibi yolumuza sadece iyilik veya sadece kötülükle de devam edemeyiz. Hayatımızın her anında seçim yapıyoruz ve her seçimimizin iyi veya her seçimimizin kötü olması bizden beklenemez aynı bir çiftin tanışmalarından ayrılmalarına kadar tamamen doğru kararlar verip hiç tartışmadan yollarına devam etmesinin imkansız olduğu gibi. Şimdi bu sence bu ilişkide saf iyi biri var mı, kötü biri var mı? Bu ilişkide iki kişinin de kendine has iyi ve kötü seçimleri var. Kafan fazla karıştı, biliyorum ancak biraz daha beklemelisin.
Şimdi belki de kafanı daha fazla karıştıracak ya da tam tersi kafandaki soru işaretlerine cevap olacak bir teorim var. İyiliği ve kötülüğü kim belirliyor? Bağlam mı belirliyor? Sen mi belirliyorsun? Toplum kuralları mı, yasalar mı, ben mi, kim belirliyor? Önceki paragrafta iyilik ve kötülüğü matematikselleştirdim çünkü yapılan her hareketi iyi veya kötü olarak kabul ettim. Fakat iyiliğin de kötülüğün de dereceleri vardır. Mesela ben birine küfrettim ile ben birini katlettim demek çok farklı şeyler ama matematiksel bağlamda ikisi de kötüdür. Peki kime göre kötü, ne kadar kötü ve neye göre kötü? Misal, iki alkollü sürücüyü göz önüne alalım ikisi de aynı yoldan geçiyor ancak sadece biri bir çocuğa çarpıyor hangisi daha kötü? Tabii ki çocuğa çarpıp öldüren fakat burada adamı daha kötü yapan adamın seçimi değil şans faktörüdür. Bu durumda da iyi veya kötü olduğumuzu şans faktörü belirlemiştir.
Sonuç olarak bizi iyi veya kötü yapan kavramlar her zaman eşit değildir. Unutmayalım ki durmuş saat bile günde iki kez doğruyu gösterir. Bana sorarsan ben hayatımda iyi bir insan olmaya çalışıyorum ama iyi biri miyim bunu asla bilemeyeceksin.