Eğitim denilen eylem sadece akademik olarak düşünülmemelidir! Hatta dürüst olmak gerekirse akademik eğitim olmasa da olur. İnsanın ihtiyacı olan en hakiki eğitim etik ve ahlak eğitimi olmalıdır. Bu tarz bir eğitim de kesinlikle kişiye beyin yıkarmışçasına empoze etmek yerine normal bir biçimde tarafsızca öğretilmelidir. Aksi takdirde kişinin yansıttığı düşünceler uyguladığı eylemler ve söylediği laflar kişinin öz fikrini değil de baskıcı rejimin düşüncelerini yansıtır.
İşte bizim ihtiyacımız olan da bu düşüncelerin önüne geçmek. Yöneticinin bakış açısından düşünürsek aslında yedi yirmi dört çalışma fikri mükemmel üstelik bu çalışan kimse patronun sözünden çıkmama garantisini patrona verebiliyorsa ne mutlu yöneticiye. Fikir olarak bize mükemmel gelen bu düşünce pratikte imkansızdır ne de olsa modern insanlar ne robot ne de köle, sadece insan. İnsanların duygularının olması ve günümüzde insanlara haklarını korumak adına tanınan pek çok yaptırımla çalışan kimse aslında patrona yön veriyor. Bu düşünceler patrona otoritesinin düşük olduğunu hatırlatıyor ve doğal olarak onu öfkelendiriyor. Sonuç olarak öfkeli bir patronunuzun bulunması sizin iş hayatınızı da cehenneme çeviriyor. Aslında patronlar onlar için çalışacak köle beklemek yerine az zamanlı bir çalışan dahi olsa, çalışanları yeteneklerine göre alsalar her şey hem onlar hem de çalışanlar için daha iyi olur. Yaratıcı bir çalışanın yaratabileceği şeyler bana kalırsa doğrudan sanat diyerekten nitelendirilebilir. Yaratıcı zekalar yarattıkları harikalar ile bütün dünyayı şaşırtırlar. Yaratıcı zekalar hem iş yerine hem iş verene hem de her şeyin başı olan devlete nice yardımlar sağlar. Gerçi devlete yardım bakımından düşünürsek çok çalışan da devlete yardım sağlar lakin yardımın büyüklüğü eşit değil. Size şu şekilde açıklayayım. Bir madende her gün her saat her dakika ve her saniye tek bir taş alıp dışarıya çıkartan bir madencinin eforuna tabii ki saygı duyarız ama yaratıcı bir dahinin yarattığı bir taşıma aygıtı ile kendini çalışmaya adayan kişinin bütün emeklerine hiç yorulmadan üstünlüğünü gösterebiliyor. Çok çalışan birisi bir işi iyi yapar lakin yapabileceği iş miktarı sabittir ve ne olursa olsun da değişemez. Lakin Yaratıcı birisin şu an bizim bile aklımızın almayacağı tarzda bir icat geliştirerekten ihtiyaç olunan iş gücünü kat ve kat arttırır.
Eğitim sistemimiz bizim yaratıcılığımızı alıyor ve onun yerine kafamıza silah dayayarak bizi ölümüne çalışmaya zorluyor. eğitim sitemi bu şekilde oldukça size net bir şekilde söyleyebilirim ki, asla gelişmiş medeniyetlerin arasında kendimize yer edinemeyeceğiz. Bunu değiştirmek için yapabileceğimiz şeylerin kısıtlılığı da bizi zor duruma sokuyor. Yapılabilecek şeyler arsında en başta sistemin merkezindeki çürüğü temizlemek var. Günümüzde bir işi kolayını tercih etmiyorsak bunun sebebi aptallığımız değil aksine kişisel çıkarlar uğruna alınan kararlar vardır. Kurtulmamız gereken ilk şey de budur.