Ne olduğunu bilmediğiniz ama var olduğunu düşündüğünüz, akla sığamayacak bir güç düşünün. Bu, öyle bir güç ki, evreni yaratan,aynı zamanda evreni yok edebilecek ve bilindiği zaman kıyameti koparacak karanlıkta bir enerji. Bu söylediklerim bir hayal mi? Yoksa içinde kaybolacağımız bir gerçekten mi ibaret?
Kulaklarınızın duyunca sağır olacağı, gözlerinizin görünce kör kalacağı, hissedeceğinizde kaskatı kesileceğiniz ve tadacağınızda ise içindeki aydınlıkta coşacağınız fakat aydınlıkta iken sonsuz bir kara deliğe düşeceğiniz, sizi hapsedecek bir güçtür karanlık enerji.
İçinde bulunduğumuz ve büyüklüğünü tahmin bile edemediğimiz evrenin an be an hızlanarak genişlemesinden sorumlu olan karanlık enerji diye adlandırdığımız güç, uzay boşluğunun enerjisidir. Evren genişledikçe uzay boşluğu giderek büyümekte ve bu büyümeyle birlikte karanlık enerji de artmaktadır.
Termodinamik-ısı, iş, sıcaklık ve enerji arasındaki ilişki ile ilgilenen bilim dalı-ve fizik yasalarımızı dayadığımız enerji korunumunu-evrenin toplam enerjisinin asla değişmemesi durumu- karanlık enerji yıkıp kendi bildiğimiz termodinamik ve fizik kanunlarımızı alaşağı ediyor. Bununla birlikte bir grup fizikçi ünimodüler yerçekimi teorisini geliştirdiler. Bu teori özünde Einstein’in görelilik teorisinden esinlenilmiş ve evrenin nasıl genişlediğini açıklayan bir teoridir. Bu teori kendi fizik yasalarımıza göre yanlış olsa da karanlık enerjiye göre doğrudur.
Karanlık enerjinin an be an artması, bundan bilmediğimiz yıllar kadar sonra evrenin yok olmasına ve insanlığın doğal olarak yok olmasına sebep olabilir. Karanlık enerji ile ilgili olarak evrenin sonunun nasıl gerçekleşeceğini anlatan üç farklı teori öne sürülmüştür. Birinci olarak “Büyük Ezilme” diye adlandırdığımız teori, kütle çekiminin karanlık enerjiye galip geleceğini, evrenin içe doğru çökeceğini ve bir nokta misali tek yerde buluşacağını anlatıyor. Bir diğer teori olan “Isıl Ölüm” ise evrenin zamanla çok fazla genişleyeceğini, bu nedenle gelecekte insanoğlu başka galaksilere ulaşabilmek için ışıktan hızlı yolculuk etmenin bi yolunu bulması gerekeceğini belirtiyor. Genişleme durumunun son safhasında, evren mutlak sıfıra kadar soğuyacak ve evrende bulunan her şey donarak yok olacak. Sonrasında ise, kuantum salınımları tekrardan büyük patlama ile yeni bir evren doğuracak. Sonuncu olarak “Büyük Yırtılma” olarak adlandırdığımız, evrenin genişlemesinin çok hızlanması durumunda bütün noktalar atomlarına ayrılacak ve atomlar yok olunca Isıl Ölüm’den farklı olarak evrenin içinde büyük patlama gerçekleşecek ve yeni bir evren küllerinden doğacaktır. Peki ya o küllerinden doğan yeni evrenin içinde olan varlıklar bizsek ve sonu olmayan bir döngünün içinde sıkışıp kaldıysak?