O gün yine asla ışık girmeyen odamda uyandım. Akşam yere düşmemin etkisiyle olacak ki başucumdaki su yere dökülmüş. Yerdeki ıslaklığı umursamadan banyoya gittim. Rezil yüzüme baktım,uykusuzluktan morarmış gözaltları,bilmem kaç gün öncesinden kalma silik bir makyaj. Her sabah yaptığım gibi salona gittim ama salonumda uzanmış yatan bir adam vardı. Biraz korkmuş olacağım ki hemen odama gidip bir parfüm şişesi aldım, salona girerken bir parkenin çatırdamasıyla adam bana döndü bende tabiki panikledim ve parfümü kendi yüzüme sıktım,sonrası yok. Uyandığımda yerde yatıyordum. Başımda kim olduğunu bilmediğim bir adam, elinde kocaman bir sırt çantası. Tabi ki de ilk sorum kimsin ve burada ne arıyorsun? oldu. Adam beni umursamaz bir ses tonuyla yanıtladı:
– Benim kim olduğumu boşver ama evinde olduğum için neden burada olduğumu bilmeye hakkın var, dedi.
Bende evet anlamında başımı salladım.
Beni arıyorlar,dedi.
Korkmasamda bir aranılanla aynı ortmda bulunmak ürperticiydi. Sanırım elinden asla bırakmadığı çantasının içinde para vardı ve bir anda kapım pat diye kırıldı ne olduğunu daha anlamamışken biri genç biri daha büyük iki adam benim ve çantalı adamın başına silah tuttu. Daha sonra çantalı adamın ani bir hamlesiyle daha yaşlı olan adam yere düştü. Başı dönmüş olacak ki bize ateş ederken avizeyi yere düşürdü ve tavan olduğundan da boş göründü gözüme. Ben belki farkında değildim ama koşuyordum yanımda da daha önce fark etmediğim dağınık saçlarıyla o adam koşuyordu. Sonra durdu bende durdum.
– Her neyse sağ ol… bunu söylerken arkası dönüktü.
YILDIZ… adım Yıldız diye bağırdım.
Arkasını döndü baktı biraz, Özgür ben de Özgür dedi. Mutlu oldum ama gülmedim. O güldü, neden adımı merak ettiğini bu kadar belli ettin? dedi bu sefer içimden kendimi özel hissetmek istedim dedim. Sen uzay ol ben de o sonsuzluktaki uzayın içinde tek bir yıldız.
Hava kararmaya başlamıştı, beni evime götürdü ama o da benimle birlikteydi. Kırık avizenin altına uzandım o da yanıma uzandı, sabah ise uyandığımda keşke hiç uyumasaydım dedim. Çünkü yoktu yanımda gitmişti. Belki O da sonsuz uzayın içinde kaybolmuştu…