BMW M departmanı, başlangıçta BMW’nin 1960 ve ’70 lerde başarılı olan yarış programına yardımcı olmak için kurulmuştur. Zamanla BMW’nin seri üretim ürün gamında yüksek donanımlı spor modeller geliştirmeye başlamıştır. Bu ”M” modelleri kullanıcıya modifiye edilmiş, yüksek performans odaklı; motor, şanzıman, süspansiyon, aerodinamik eklentiler ve standart modellerden daha sportif görünümlü dış mekan ile sunulmaktadır. Aynı zamanda bu araçlar BMW‘nin Nürburgring pistindeki özel alanında test edilip, geliştirilmektedir.
Bunun yanında BMW M, motosiklet geliştiren tek resmi performans odaklı firmadır. Bunun en güzel örneği, BMW S1000RR‘dır
Tarihinden kısaca bahsetmek gerekirse;
- Mayıs 1972 de 35 personel ile kurulmuştur. 1988 yılında 400 personel sayısına ulaşıp BMW‘nin resmi bir parçası olmuştur. Departmanın ilk yarış projesi BMW 3.0 CSL‘dir.
- Seri üretim olarak satılan ilk BMW M aracı BMW M1‘dir.
- M‘in çizgisini değiştirip, günlük kullanıma daha uygun araçlar üretmesinin başlangıcı ise 1979 da M535i ile olmuştur. Bu araç, BMW‘nin popüler sedan modeli 5 serisinin üzerine geliştirilmiş performanslı bir araçtı.
- Departman, McLaren F1 için de 6.2 litre V12 48 valf bir motor üretmiştir.
- Departman, McLaren F1 için de 6.2 litre V12 48 valf bir motor üretmiştir.
Bu kadar bilgiden sonra bu araçların bendeki yerini yazmazsam ayıp olur;
16 yıllık hayatım boyunca otomobiller konusunda hep ilgiliydim. Hani küçük çocukların arasında bütün araba markalarını sayan, oyuncaklarını sanki gerçekmiş gibi ses çıkartarak kullanan bir çocuk vardır. İşte o çocuk hep ben oldum. Şanslıydım ki babam da anlardı bu işlerden. Ne zaman farklı bir arabaya binme şansım olsa bindirir, araba galerilerinden çıkmazdık. Ve küçük yaşlardan beri hep en çok özendiğim arabalar BMW olurdu. Need For Speed Most Wanted oyunundaki E46 M3‘ün tam olarak hastasıydım. Hatta oyunun başında o araba bizden alınınca ağlamışlığım vardır. Fakat gerçeğe dönmek gerekirse bir BMW M ile tanışmam yine küçük yaşta oldu. Otomobil işiyle uğraşan bir akrabamız gezdirmişti beni lacivert renkli E39 kasa kodlu M5‘i ile. O yaşta pek bilmezdim neyin ne olduğunu, tek bildiğim o arabanın BMW M5 olduğuydu. Fakat kaputunun altında yatan 4.9 litrelik V8 400 beygir gücünde canavar yine kendini belli ediyordu bana. Hayatımda ilk kez o kadar korkup aynı zamanda o kadar eğlenmiştim. Şimdi o araba kim bilir nerededir? Ancak bir M arabasının güzelliğini onu kullanmadan anlamak zordur. Çünkü arabanın size yolcu koltuğunda hissettirdikleri, sürücü koltuğunda hissettirdiklerinin yanında hiçbir şey desem yalan olmaz. İlk kez bir M aracı kullanışım ise 2-3 yıl öncesine dayanır. Bilenleriniz var ise Ankara’da ENKA adında trafiğe kapalı bir yol var. Burada bütün Ankaralı otomobil severler araçlarını yarıştırmaktadır. Bende o yolda tanıdığımıza ait olan bir E92 kasa M3 kullanma şansı edindim. Fakat ne ehliyetim var, ne de sürüş yeteneklerim gelişmiş değil. Bu yüzden trafiğe açık virajlarda gazlayamadım o araçla maalesef. Ama arabanın gaza bastıkça kükremesi, kaymadan viraj almasını isterseniz alması, yanlamasını isterseniz yanlaması, beni benden aldı. Hayatta edinebileceğiniz en güzel tecrübelerden biridir. Ben şanslıydım, çünkü küçük yaşta bu tecrübeyi yaşayabildim. Sizlere de şiddetle tavsiye ederim. İnanın bana aracı kullandıktan sonra o aracın üstünde geçen emeği, mühendisliğin kalitesini takdir edecek, hayran kalacaksınız.