Yüz tanıma, bir kişinin yüzünü kullanarak kimliğini doğrulamanın veya tanımlamanın bir yoludur. Yüz tanıma sistemleri, kişileri videolarda, fotoğraflarda veya gerçek zamanlı olarak tanımlamak için kullanılır. Yüz tanıma, biyometrik güvenliğin bir çeşididir. Yüz tanıma sistemini, 1960 yılında Profesör Woody Bledsoe tarafından bulunmuştur. Diğer biyometrik yazılım biçimleri arasında parmak izi, ses tanıma ve retina tanıma bulunur. Bu teknoloji, genellikle emniyet ve güvenlik uygulamalarında kullanılsa da teknolojiye olan ilgi diğer kullanım alanlarında da her geçen gün artmaktadır.
Dünya’daki çoğu insan, iPhone’un kilidini açmak amacıyla kullanılan FaceID sayesinde yüz tanıma teknolojisini bilmektedir. Genelde, yüz tanıma kişinin kimliğini belirlemek için büyük bir fotoğraf kullanmaz, sadece kişiyi cihazın tek sahibi olarak belirler ve diğer kişilerin bu telefona ulaşımını engeller. Telefonların kilidini açmak haricinde yüz tanıma, kameraların önünden geçen kişilerin yüzlerini, izleme listesinde bulunan kişilerin fotoğraflarıyla karşılaştırma yaparak çalışır. İzleme listesinde, herhangi bir suç işlediğinden şüphelenilmeyen kişiler dahil olmak üzere herhangi bir kişinin fotoğrafı bulunabilir ve bu görüntü, sosyal medya dahil herhangi bir yerden alınabilir. Yüz tanıma sistemi genelde 4 adımdan oluşur. İlk adım yüz algılama ikinci adım yüz analiz, üçüncü adım görüntüyü veriye dönüştürme ve son adım da eşleştirmedir. Öncelikle yüz algılama bölümünde kamera, ister kişi tek başınayken ya da herhangi bir kalabalık ortamdayken kişinin yüz görüntüsünü bulur ve algılar. Görüntü bu kişiyi direkt olarak tespit eder. Sonrasında yüz analizinde kamera yüzün görüntüsünü kaydedip analiz eder. Çoğunlukla bu teknoloji 3D görüntüden ziyade 2D görüntü kullanmaktadır, bunun sebebi ise 2D görüntünün halka açık olan fotoğraflarla daha kolay eşleştirilebilmesidir. Sistem, yüzün geometrisini okuyup bütün suratın şeklini tamamen çizer ve bunu kaydeder. Bu sistemler, gözlerimiz arasındaki mesafeyi, göz çukurlarımızın derinliğini, alından çeneye kadar olan uzunluğu ve çenemizin şekil hattını aynı şekilde tespit eder. Buradaki hedefi de yüzümüzü ayırt eden belirleyici noktaları tespit etmektir. Daha sonra kamera, kişinin yüz özelliklerini dikkate alarak yüz bilgilerimizi veriye dönüştürür. Yüzümüzün analizi, bir matematik formülüne dönüşür. Bu koda da yüz izi denir. Her parmak izinin farklı olduğu gibi her yüz izi de farklıdır. Son olarak yüz izi, bilindik diğer yüzlerden oluşan herhangi bir fotoğrafla karşılaştırılır. Örneğin polisler çeşitli fotoğraflardan alınan yaklaşık 650 milyon fotoğrafa erişebilir. İnstagram’da, bir kişinin adı ile etiketlenmiş bütün fotoğraflar İnstagram’ın fotoğraflarına dahil olur ve yüz tanıma amacıyla kullanılır. Böylelikle yüz tanıma sistemi işini tamamlamış olur.
Yüz tanıma teknolojisini çeşitli yerlerde kullanırız. Örneğin alışveriş merkezindeki kameralar, telefon kilidimiz ya da herhangi bir yere giriş yaptığımız esnada yüz tanıma teknolojisi kullanılıyor olabilir. Yüz tanıma sistemleri hayatımızı bir çok alanda kolaylaştırır. Örneğin sağlık alanında hasta kayıtlarına ulaşmak, hasta kaydını kolaylaştırmak, hastalardaki acıyı ve duyguları algılamak ve hatta belirli genetik hastalıkları tanılamaya yardımcı olması için yüz tanıma sistemi kullanılır.
Yüz tanıma sistemine ilk geçen ülke olan Çin, 2000’li yıllarda yüz tanıma sistemini kullanmaya başlamıştır. Çünkü Çin’deki yönetim, insanların neler yaptıklarına aşırı derecede dikkat etmektedir. Onun dışında Çin’deki güvenliği sağlamaktadır. Suudi Arabistan da aynı şekilde yüz tanıma sistemine geçmek istemektedir. Çünkü hem kendi vatandaşları hem de farklı ülkelerden kişilerle birlikte yaklaşık 150 milyon kişi Suudi Arabistan’da yaşamaktadır. Bunun bazı iyi ve kötü sonuçları vardır. Temas etmeden doğrulama yapabilmesi, tam güvenliği sağlaması ve hızlıca işlemleri gerçekleştirmesi insanların rahat yaşamasına örnektir. Fakat başkaları tarafından izleniyor olmamız, yönetimin bizim bilgilerimizi biliyor olması ve verilerimizin başkaları tarafından bilinebilir olması kötü sonuçlara yol açabilir. Örneğin başkaları biz suçlu olmadığımız halde bizim yüz verilerimizi kullanarak bizi suçlu konuma getirebilir ve cezalanan taraf biz olmuş oluruz.
Bu nedenle teknolojiyi iyi niyetli ve dikkatli kullanmalıyız. Yapacağımız bir hatanın nelere yol açabileceğiniz farkına varmalı ve buna göre hareket etmeliyiz.