Michael Jackson, 29 Ağustos 1958’de Gary, Indiana’da doğmuştur.* Michael’ın güzel sesi küçükken, odasında şarkı söylerken, annesi tarafından keşfedilmiştir. Babası, yetenekli başka bir Jackson daha yetiştiğini düşünüp Michael’ı da ”The Jacksons” grubuna katmıştır. Michael, 11 yaşındayken, abileriyle çıkardığı albüm sayesinde ”müzik listelerine giren en genç sanatçı” olmuştur.
Michael, küçük yaşta şöhret olan ünlülerden biri. Bu ne kadar gurur verici bir durum olsa da Michael pek de öyle olmadığını düşünüyor. Küçükken, akranları parkta oynarken onun her gün stüdyoya gitmesi, onu gerçekten çok üzmüş. Küçükken bu durumdan dolayı saatlerce ağladığını röportajlarında defalarca dile getirmişti. Michael, kalbinde hep çocukluğa özlem duygusu besledi. Hatta bu duyguyu o kadar derinden yaşadı ki bu konu hakkında Childhood (Çocukluk) isminde bir şarkı yazdı. Michael çocukları çok severdi. 80’li yıllarda Neverland adını verdiği bir çiftlik aldı. Bu çiftlikte aradığınız her şeyi bulabilirsiniz. Hayvanat bahçesinden tut lunaparka kadar… Michael, çiftliğine çocukları çağırıp onlarla oynamayı, su savaşları yapmayı çok severdi.
Yetişkin bedeninde çocuk kadar masum bir kalbe sahipti. Hatta bir sözü var ki dediklerimi çok güzel açıklıyor : ”Ben yalnızca dürüst olmak isteyen, insanları mutlu etmeye çalışan biriyim. Tanrı’nın bana ihsan ettiği yeteneğim aracılığıyla onlara biraz olsun ‘kaçış duygusu’ vermek amacım. Kalbim burada işte. Tüm yapmak istediğim bu…” Kalbi iyilik dolu Michael, dünyayı değiştiremeyeceğini ama değiştirmek için bir şeyler yapabileceğini biliyordu. Bu konuya dikkat çekmek için de bir sürü şarkı besteledi. Örneğin : Heal The World, Earth Song, Man In The Mirror, We Are The World. Sevgi dolu olduğu kadar hayırsever de bir insanmış Michael. Gittiği yerlerde hastane ziyaretleri yapar, hasta çocuklara oyuncaklar dağıtırmış. Hastanelere fazlasıyla bağış da yapmış. Hatta Michael’ın hayırseverliği ”en çok bağış yapan insan” olarak Guiness Rekorlar Kitabına bile girmiş. Ben bunu öğrendiğimde gerçekten de şaşırmıştım. Çünkü medya Michael’ın bu yönünü bize hiç göstermemişti.
Michael güzel sesinin yanısıra çok iyi de dans ederdi. Michael Jackson’ın Moonwalk’unu, 45 derecelik eğilme hareketini hepimiz biliriz. Hatta çoğumuz da Moonwalk yapmayı denemiştir. Kral geriye doğru yürüyormuş gibi görünürken bizimki ayak sürümekten başka bir şey değildi bence. Thriller klibindeki zombi dansını da unutmamak gerek. 30 Kasım 1982’de çıkan ve hala dünyanın en çok satan albümü unvanını alan, albüme de adını veren şarkıyı.*
Michael ten rengini açtırmadı. Michael, Vitiligo hastasıydı. Vitiligo bir cilt hastalığıdır ve pigment kaybından dolayı vücutta oluşan beyaz bölgeler meydana gelmektedir.* Yani medyanın gösterdiği gibi ten renginden veya ırkından utanma gibi bir mesele söz konusu değildi. Buna inanmak istemeyen insanlar çok olsa da bu durum Michael’ın beyazlayan yerlerini makyajla kapatmadığı fotoğraflarda oldukça açık.
Maalesef ki kral 25 Haziran 2009’da aramızdan ayrıldı.* Ölümü bütün dünyayı derinden sarstı. 50 yaşında, turnesine hazırlanan Michael’ın ani ölümü bütün dünyayı şoka uğrattı. Popun efsanevi kralı bedenen aramızda olmasa da sevgisi hala kalbimizde. Seni çok seviyoruz kral. Sen ölmüş olsan da müziğin ve dansların sonsuza dek yaşayacak. Çünkü efsaneler asla ölmez!
* : https://tr.wikipedia.org/wiki/Michael_Jackson