Her ne kadar I.Dünya savaşının çıkma sebebi Sırp milliyetçisi bir delikanlının, Avusturya-Macaristan Arşidük’ünü, karadeniz el yapımı tabancısyla vurarak öldürmesi olarak bilinse de işin aslı öyle değildi.
Her savaşın ardında bir aşk hikayesi yatar.
Zamanında mahallenin birinde Alsas Loren adında güzeller güzeli bir kız yaşarmış. Alsas Loren’in kömür karası gözleri varmış. Kızın gözleri o kadar güzelmiş ki mahallenin delikanlılarından Almanya ve Fransa ona hayranlarmış. Almanya’nın evi Alsas Loren’in evine daha yakın olduğu için kızı kendine aşık edebilmiş.
Fakat Fransa kızı kaptırmayı kendine yedirememiş ve arkadaşları İngiltere ve Rusya’yı aramış. Bu üçlü Almanya’nın evinin önünde saatlerce pusuya yatmışlar ve çıktığı gibi Almanya’ya saldırmışlar. Almanya Fransa’yı yere sermesine rağmen, İngiltere ve Rusya’dan dayak yemekten kurtulamamış.
Köşe başından olayı izleyen ve dayak yiyen Almanya’nın arkadaşı olan Avusturya-Macaristan, hemen telefona sarılmış ve Osmanlı ile İtalya’ya mahallede çıkan kavgayı anlatmıştır. Osmanlı, İtalya, Avusturya-Macaristan ise arkadaşları Almanya’ya dayak atan Fransa, İngiltere ve Rusya’ya karşı birleşmişler.
Bu aşamada Osmanlı yüksek sesle “Duyduk duymadık demeyin, bu kız Almanya’nın hakkıdır, aksini iddia edenin hakkı kötektir” diyerek Rusya’ya tekme savurmuş. Fakat Rusya bu tekmeden fazla zarar görmemiş ve Osmanlı’ya hücum etmiş. Rusya’nın bu hamlesi karşısında Osmanlı sendelemiş. Osmanlı’nın sendelediğini gören Fransa ise fırsatı kaçırmamış ve Osmanlı’nın üstüne o da çullanmış.
Çarşının karıştığını gören İngiltere heyecanla telefona sarılmış ve arkadaşı Avustralya’yı da kavgaya davet etmiş. Avusturalya’da İngiltere’nin fişeklemesiyle Osmanlı’ya saldırıvermiş. Avustralya Osmanlı’ya yumruklarını savururken, Fransa ile İngiltere de yanında belirmiş ve onlar da Osmanlı’ya tekme atmaya başlamışlar.
Osmanlı ise iman gücünü toplamış ve “Allah Allah Allah!” nidaları ile üçüne de tokadını indirmiş. Osmanlı tokadı yüzlerinde patlayan Avustralya, Fransa ve İngiltere önce iki tur kendi etraflarında dönmüş ve başlarında yıldızlarla yere yapışmışlar.
O sırada Almanya, Osmanlı, İtalya, Avusturya-Macaristan ile Fransa, Rusya, İngiltere ve Avustralya arasındaki mücadele acımasızca devam etmektedir. Bir an İtalya hiç beklenmedik şekilde Avusturya-Macaristan’ın gözünün üstüne bir yumruk çakarak yere serer.
Rusya için ise beklenmedik bir durum vardır. Rusya’nın evinde üvey kardeşi vardır ve abisinden nefret etmektedir. Rusya’nın evdeki üvey kardeşi, Rusya’yı zor durumda görünce sopasını kaptığı gibi aşağı iner ve abisinden hıncını çıkartmak için onu sopalamaya başlar. Abisini eşek sudan gelinceye kadar sopalar. Ne zaman ki abisinin bayıldığını görür, o zaman evine içi rahatlamış bir şekilde döner.
Bu kargaşaya, Amerika Birleşik Devletleri’de müdahil olur. İlk başta onlara kavga etmemeleri gerektiğini söyler. Sonra kıl olduğu Almanya’yı görünce dayanamaz ve uçan tekme savurur. İtalya ise korkmuş ve titrek bir sesle “Bu nasıl iş kardeşim” diye oradan uzaklaşır.
Kavgayı gören Yunanistan ve Ermenistan kan davalıları Osmanlı’yı orada görünce kavgaya katılırlar. Ardından hep beraber yerde yatan Osmanlı’ya bakarlar ve Osmanlı’ya doğru koşarlar. Osmanlı’yı ağız burun dövmeye başlarlar. Osmanlı acınası hale gelene kadar yumruklar ve tekmeler havada uçuşur. Osmanlı; İngiltere, Avustralya, Fransa, Yunanistan, Ermenistan’ın yumruk ve tekmeleri karşısında perişan bir durumda yere serilmiştir.
Delikanlı çocuktur Osmanlı. Arkadaşı Almanya’nın aşk kavgası için kanının son damlasına kadar, arkadaşını satmadan yumruk yumruğa dövüşmüştür. Ama ne yazık ki karşı taraf delikanlılığa sığmayacak bir şekilde üzerine çullanmıştır.
Osmanlı kan revan içerisinde yerde kıvranıyordur. İşte o anda, arkadan Osmanlı’nın sarı saçlı, mavi gözlü kardeşi naralar atarak belirir. Bu genç delikanlının adı Türkiye’dir. Abisinin gözleri önünde dövülmesine dayanamayan Türkiye, abisinin başına üşüşenlerin ortasına atlayıverir.
Önce Fransa ve İngiltere’ye unutamayacakları bir tokat atar. Ama o ne tokattır! Fransa ve İngiltere’nin çığlıkları Kut’ül Amare’den duyulur. Ardından Ermenistan’a tekmeyi savurunca Ermenistan da yere yığılır. Nefesi kesilir Ermenistan’ın. Arkasına döner, Yunanistan’ın kaçma potansiyelini görür. Yok öyle bir adama on kişi çullanmak diyerek Yunanistan’a kafa atar.Türkiye Yunanistan’ı yere yığar. Ancak kaçmayı kafaya koyan Yunanistan, denize atlayarak kaçmayı başarır. Türkiye’nin ortaya çıkmasıyla, tüm dengeler bozulmuştur, tüm hesaplar şaşmıştır. İşlerin kötüye gittiğini gören İngiltere ve Fransa geri çekilirken bari yolumuzu bulalım diyerek Avusturya-Macaristan ve Almanya’nın ceplerinden paralarını aşırarak kaçar.
İşte böyle arkadaşlar.
Almanya ve Fransa arasındaki kız mevzusu, tüm mahallenin birbirine düşmesine neden oldu ve bu kavga mahalleye Türkiye gibi yeni bir delikanlı kazandırdı.