Birimiz Hepimiz İçin

Çoğunluğun iyiliği için yapılanlar, çoğunluk adına iyi olanlar, insanlık adına iyi olanlardır. Bu düşünce palavradan öteye geçemez niye diye sorarsanız şöyle açıklayayım yüz milyon nüfusa sahip bir devlette elli bir milyon kişi çoğunluktur peki biz bu elli bir milyon insanın hayat standartlarını sadece birkaç kademe arttırmak için kalan kırk dokuz milyonluk azımsanamayacak kadar büyük bir bölümün hakkını almamız doğru olur mu ve kimin vicdanı bu yükü sırtlayacak kadar güçlü. Her halükarda bu tez çok kolay çürütülebilir mesela yüz milyonluk bir ülkede yaşadığınızı farz edelim. Bu ülkeniz büyük bir savaşın içerisinde ve bu ülkenin gelmiş geçmiş sahip olabileceği en iyi cerrah düşman tarafından ele geçirilmiştir. Ve bu cerrahı kurtarmanın tek yolu ise karşılıklı esir takasıdır. Bizim elimizde milyonları katletmeye yetecek kadar barbarlığa, savaş dehasına ve şeytana bile diz çöktürecek bir kötülüğe sahip bir general karşılığığında aynı şekilde milyonları kurtarabilecek ve dahası tıpta devirler açarak dünyamızı karanlık çağlardan aydınlığa taşıyacak doktor bu ikisinin takasında çoğunluk ne diye karar verir ver bizim düşünmemiz gereken şu anki çoğunluk mu yani öldürülecek olan mı yoksa gelecekteki mi elbette şu anki. Yani takas teklifi reddedilir ve dökülecek kan en düşük seviyede tutulur peki bu gerçekten doğru bir karar mı ve bu karar aslında çoğunluğun iyiliği fikriyle  çelişmiyor mu cevap tabii ki çelişiyor. İşte bu yüzden diyorum ya bu fikir palavradan ibaret daha kendiyle çelişen bir fikir nasıl olur da çoğunluğu mutlu eder.

Fakat sakın yanlış anlamayın ben azınlığın fikrinden de yana değilim. Yani gerçekçi olalım yaşadığımız dünyada gerçekten de herkesin mutlu olması mümkün mü. Cevap da tabii ki maalesef birisi aşağıya gitmek ister başka birisi yukarıya. Ötekisi sağa gitmek ister öbürü sola. Yani bu polyannacılık işlerini bırakın yattığınız uykudan uyanın gerçek dünyada yaşıyoruz. Elbette bir taraf üzülecek elbette bir tarafın kalbi kırılacak gerçek dünya böyle burada işler böyle işliyor. Söylediklerim için bana kızmayın ha bu kuralları ben koymadım. Toplum koydu ! Siz koydunuz ! Kimse istemediği yerde durmaz beğenmeyen çekip gitsin ülkemden kendi kurallarını benimseyen ülkelere gitsin …. demek isterdim fakat bu imkansız ülkemin insanı gitmek istese de gidemez ki nasıl gitsin ? Eh madem gidemiyor bari kuralları değiştirmeye çalışsın sanki onun dedikleri çok da işe yararmış ya. Toplumu değiştirmeye çalışsınlar, toplumu. İnsanı değil toplumu. Kendimizi hele hiç değiştirmeyelim bizde hiç sorun olur mu bizim gibi düşünmeyen de hata. Bizim gibi olsa hiç mutsuz olur muydu tabii ki olmazdı neyse biraz protesto yaparsak belki görüşümüzü benimserler  denemekten zarar gelmez ne de olsa. 

(Visited 335 times, 1 visits today)