Bırakamadığımız Alışkanlık

Öncelikle dil nedir ? Dil, insanların birbirlerine duygu ve düşüncelerini sözlü veya bedensel işaretlerle ifade etmesidir. Çoğu toplumun kendilerine özgü bir dili vardır, bazı güruhlar dışında. İnsanlar, kendi dillerini daha yaygın ve kullanılır konumlara getirebilmek için birbirleriyle yarışmaktadır. Ama bunu yaparken kendileri kelime üretmek yerine hazıra konup,başka dillerdeki kelimelerin kendi dillerine girmesine izin veriyorlar.

İnsanlar, bir akım ortaya çıktığında o akımla ilgili sözcükleri kendi dillerine çevirmeye zahmet edene kadar çoktan o kelimelere yabancı haliyle alışıyorlar. Kendi dilimden örnek vermem gerekirse en basitinden ‘Selfie’ sözcüğü ortaya çıktıktan uzun bir süre sonra ‘Özçekim’ olarak Türkçeleştirildi. Ne kadar uğraşılsa da bu ‘Özçekim’ sözcüğü bir türlü ‘Selfie’ kadar değer kazanamadı. Eğer böyle sözcüklerin dilde kalmasını istiyorsak, hızlı davranıp alternatif sözcükleri kullanmaya başlamamız gerekli.

Dilin etkileşim hali içinde olduğunu biliyoruz. Bu etkileşimin olumlu yönde olmasını sağlamak için belki bir anda büyük bir değişim yapamayacağız. Fakat herkes kelimeleri Türkçe kullanmaya kendinden başlarsa, bu zamanla olumlu yönde bizi etkileyecektir. Fonatik

Ben kelimelerin Türkçeleştirilmesini istiyorum. Ama eski Türkçe’de olan kelimeler gibi kullanımı ve telaffuzu zor, çağ dışı kelimeler yerine, modern çağa ayak uydurabilecek kelimeler kullanılması gerekir. Böylece fonetik açıdan daha güzel ve toplumun benimseyebileceği kelimeler olmalıdır.

Örnek vermem gerekirse  TDK’nın inatla kullanıma sokmak istediği ‘-geç’, ‘-meç’ gibi ekler günlük kullanıma giremiyor. Örnek olarak aspiratör-emmeç, dart-oklama, klip-görümsetme, zapping-geçgeç, türbülans-burgaç gibi. Bu kelimeleri rutin yaşantımızda neredeyse kimsenin kullanmadığını düşünüyorum.

Yabancı kökenli sözcüklerin dilimize girdikten sonra alternatif karşılıklarını bulup kullanmaya başlamak  tamamen saçmalık. İnsanların kendi dillerinde kullandıkları kelimeleri değiştirmeleri çok zor. Mesela sizin sürekli kullandığınız birkaç yabancı kökenli sözcüğü düşünün. Şimdi birisi gelse ve bu kelimeleri artık bu şekilde kullanmanız gerektiğini söylese ne yapardınız ? Büyük ihtimalle cevabınız hayır olacak çünkü etrafınızdaki herkes,  aileniz bile bu kelimeleri sizin kullandığınız gibi kullandığı için siz, kullandığınız kelimelerin yanlış olduğunu düşünmeyeceksiniz. Bu yüzden yeni bir yabancı kökenli sözcük hızlıca ve kullanıma uygun bir Türkçe kelime ile değiştirilerek tüm halkın da hassasiyetiyle sözlüğe ve günlük hayata girmelidir.

Böyle bir değişim içine girmek istersek kendimizi bir yere kadar düzeltebiliriz. Yolda geçerken gördüğümüz  tabelalar, sosyal medyada gezerken gördüğümüz bazı içerikler gibi bir sürü yeri daha değiştirmemiz gerekecek.

Umarım ki birkaç sene sonra buna benzer bir yazı yazdığımda etrafımızdaki Türkçe olmayan kelime sayısı azalmış olur. Kim bilir ben bile kaç tane yabancı sözcük kullanmışımdır bu yazımda…

(Visited 73 times, 1 visits today)