Aklınıza herhangi bir nesnel bilgi getirin; Amerika’nın keşif tarihi, “Suç ve Ceza” kitabının yazarı veya Almanya’nın komşuları… Bu bilgilerin nesnel olmaları dışında bir ortaklığı yok, öyle değil mi? Aslında var. Bu bilgilerin nesnel olmalarını sağlayan asıl şey onların asıl ortak noktaları yani “evrensel” olmaları. Daha uzun deyişle bütün insanlar tarafından kabul edilmeleri.
Evrensellik kavramı bir şeyin bütün dünyada onanmasını, geçerliliğinin olmasını sağlar fakat bu bir kimsenin veya bir şeyin dayatmasıyla gerçekleşmez. Bilakis bir şeyin evrensel bir yargı veya ilkeye dönüşmesi için bütün dünya insanlarının onu kendi iradeleriyle tanıyıp kabul etmeleri gerekir.
Evrensellikte etik genelde tartışma konusu olmuştur. Etiğin evrensel olması gerektiğini savunanların yanında ahlaki şeylerin insanların yaşam tarzına göre farklılık gösterebileceğini bu yüzden herhangi bir genelleme yapılamayacağını ve evrensel olmasının söz konusu olmadığını savunan görüşler de vardır. Bu görüşlerin ikisi de kendi içlerinde haklı argümanlar içerse de ahlaki normların dünyanın her yerinde belli bir kalıba sokulması daha yaşanılabilir bir dünya için önemlidir.
İnsanların gördüklerine veya maruz kaldıklarına göre ahlaki yapılarının oluşması gayet doğaldır fakat aklıyla hareket edebilen birinin evrensel bir ahlak olduğu sürece doğruyu bulması gayet kolaydır. Bu sebeple etik kuralların evrensel olması bütün insanlık adına iyi olacaktır. etik ve ahlak kavramları temelinden saptığı takdirde insan kendini fark edip kendine çeki düzen vermelidir. Ahlak bana kalırsa insanı insan yapan bir temeldir, bu yüzden hiçbir zaman es geçilmemelidir.
Evrensellik durumu insanlığın lehine kullanılabilir mi? Kesinlikle evet. Aslında pozitif şeyleri evrensel hale getiren insanoğlu zaten evrenselliği lehine kullanmış demektir. Üstüne üstlük bu evrensellik dünyadaki negatif şeyleri asimile eder ve zamanla yok olmalarını sağlar. Peki ne gibi şeylerin evrensel ilkelere dönüşmesi insanlar için en uygunudur? İyi duyguların, davranışların tüm insanlarca değer görüp bu davranışların herkese tarafından uygulanması durumunda bunların ilkeleşmesi bana kalırsa daha insancıl ve barışçıl bir dünyaya atılacak en önemli adımlardan birisi olur.
Ahlaki yapısı ve kişiliği oturmamış, doğruyla yanlışı ayırt edemeyen insanlar bence mevsiminde yenmeyen bir armuda benzer. Sert, tatsız ve susuz… Tabi bir armutta olduğu gibi insanların da ihtiyacı olan şey biraz zaman ve tecrübedir. Nasıl meyveler mevsimleri gelip özlerine döndüklerinde kötü özelliklerini kaybedip iyi özellikler kazanıyorlarsa ahlaki açıdan zayıf insanlar da zamanla bu durumdan sıyrılıp zamanın verdiği tecrübe ile ahlaklı ve özdenetim sahibi insanlara dönüşebilirler.
Özetlemek gerekirse etik ve evrenselliğin birleşimi dünyada mutlak barışı sağlayabilecek sayılı şeylerden bir tanesidir. Temel ahlaki değerler nesnelleştirilmeli ve böylelikle dünyada “insan” topluluğunun yaşadığı tüm insanlarca belli edilmelidir.