Bir Tutam Mutluluk

Üniversiteyi New York’ ta okuduğum için Türkiye’ de yaşayan arkadaşlarımı göremiyordum. Ama nihayet üniversite bitmişti ve yapacağım ilk iş Türkiye’ ye gitmekti. Benden birkaç yaş büyük bir arkadaşım vardı ve 3 sene önce bir erkek çocuğu olmuştu. Bebeğini görmek için Türkiye’ye gitmiştim fakat daha sonrasında fırsat bulamamıştım gitmeye. Bebeğinin ismi ise Yiğit , ne güzel bir isim öyle değil mi? Sonunda onları görebilecektim. Uçağa bindiğimde ne kadar heyecanlı olduğumu ancak anlayabilmiştim. Yiğit’ i görmek için, arkadaşlarımı görmek için… Birkaç saat sonra nihayet Türkiye’ ye varmıştım. Beni kimsenin almasını istemediğim için bir taksiye bindim. Türkiye’ de bir evim yoktu ancak 15 yıldır tanıdığım bir arkadaşım vardı, onda kalacaktım. Arkadaşım diyorum ama o benim için olmayan kardeşimdi. Adı da Mert’ ti. Mert’e gittiğimde onu ne kadar özlediğimi fark ettim. Halinden onun da beni özlediğini anlamıştım. O gece ne kadar konuştuk tam olarak söyleyemesem de yatağa yattığım saatin çok geç bir saat olduğunu söyleyebilirim.

Yatağa uzandığımda ne kadar yorgun olduğumu ancak anlayabilmiştim. Yorucu bir gün olmuştu ama sonu çok güzel bitmişti.. Sabah ben daha ayılamamışken salondan gelen sesleri duydum. Sanki Mert tek başına değil de bir sürü insan varmış gibi sesler geliyordu. Ama uykusuzluğa dayanamadım ve uyumaya devam ettim. Bir süre sonra uyanmak için gereken gücü kendimde bulmuştum. Gözlerimi açtığımda bana bakan bir çift göz gördüm. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken koşar adımlarla uzaklaştı. Evet, hatırladım. Onu tanıyorum. Avazım çıktığı kadar Yiğit diye bağırmıştım. Kendime engel olamamıştım. Yataktan nasıl fırladığımı bile hatırlamıyorum. Salona doğru sanki bir deliymişim gibi koşuyordum. Yiğit’i gördüğümde o kadar mutlu olmuştum ki ne Mert’ i görüyordum ne de annesini. Yiğit’ in üzerine doğru koşup kucağıma almıştım ve sımsıkı sarılmıştım. Yiğit ise kim olduğumu bile hatırlamıyordu. O kadar büyümüştü ki… Mert ve Yiğit’ in annesi Oya bana ben çıldırmışım gibi tuhaf bir şekilde bakıyorlardı. En sonunda onlara doğru baktığımda bana bakarak kahkaha atmaya başlamışlardı. Hala çok şaşkındım. Daha sonra Oya’ ya baktığımda onun da çok değiştiğini gördüm. Son gördüğüm halinden çok farklıydı. Eskiden zayıftı ama şimdi ise daha kiloluydu. Ama bu kilolu hali ona daha çok yakışmıştı. Oya’ ya da sarıldıktan sonra Mert kahvaltının hazır olduğunu söyledi. Ama kahvaltı kulağa her ne kadar hoş gelse de önceliğim kahvaltıdan çok farklıydı. Yiğit’ le biraz daha zaman geçirdikten sonra gelebilirdim ancak kahvaltıya. Bu günün çok güzel geçeceği şimdiden belliydi.

(Visited 119 times, 1 visits today)